Yarenim Hallacı Mansur'un sabır tarifi bambaşkadır.Diyor ki hazret:"Sabır odur ki bir kişinin iki elini ayağını keserler,onu köprünün üzerine asarlar ve hatta bundan daha acayip muameleler yaparlar da bir kere ah etmez."
Sayfa 158 - Hayat YayınlarıKitabı okudu
Âh ile gözyaşı, Yunusun haldaşı: Zehirle pişen aşı, Yemeğe kim gelir?
Reklam
Yok yire geçürdüm güni Ah n'ideyüm ömrüm seni Senünle olmadum gani Ah n'ideyüm ömrüm seni Geldüm ü geçdüm bilmedüm Aglayup gussa yimedüm Senden ayrılam dimedüm Ah n'ideyüm 'ömrüm seni Seni bana yår sanurdum Vana vefâdâr sanurdum Aygar imişsin bilmedüm Ah n'ideyüm 'ömrüm seni
Bülbül eder âh u figan, Hasret ile yandı bu can, Benim gönülcüğüm ey can, Hakk'tan geldi Hakk'a gider.. Hz. Yunus Emre
Olayların arka planını görmezden gelerek yaşadığınız bir hâdisenin, sizin cinsinizden biri tarafından başınıza geldiği- ni düşünürseniz onu kabullenmekte zorlanırsınız. Fakat sizin üzerinizde olan ve sizi var eden, size "varlık" bahşeden bir yüce kudretin Allahu zü'l Celal'in varlığını kabul ettiğiniz ve Ona teslim olduğunuz zaman tecelliyatla imtihan ediliyorsunuz. Başınıza gelene bu nazarla bakıp, her hâdiseden bir ibret alacaksınız. Modern insanın çıkmazı işte burada başlıyor. Modern insan bu çıkmazda hayatını idame ettiriyor. İnsana çok büyük yetenekler bahşedilmiş; ama bu yetenekler başına gelen imtihanlarla baş etmesine yetmiyor. Eskiden evlerin, tekkelerin duvarlarına, "Ah Teslimiyet" yazilı levhalar asılırdi. Bu teslimiyet, sizi var eden ve sizi kuşatan bir varlığa teslimiyettir. Allahu zü'l Celal, yeryüzüne elçilerini göndermiş. Bu elçi- lerin bir de vârisleri var. Büyük zevat-l kiram var. Bu şekilde ala meratibihim bir teslimiyet zinciri var. Eski diplomalara ve icazetnamelere şu yazılırdi: "El ele, el Hakk'a." En nihayetinde siz Hak'tan gelen şerbeti içiyorsunuz. Kaynak insan değildir. Allah'tır. insan sadece nakleder. Yunus Emre ne diyor: Hak'tan gelen şerbeti içtik elhamdülillah Şu tevhid denizini geçtik elhamdülillah. Yunus Emre'ye Hak'tan bir haber geliyor, o habere, "Âmen- na" diyor. Sonra o haberin mûcib-i muktezasınca amel ediyor ve tevhid denizini geçiyor. Yoksa sadece "âmenna" demekle geçilmiyor o deniz. işte o an bir sükûn bir sekinet hâli iniyor ruha. İnsanın iç dünyası ferahlıyor.
Sayfa 113Kitabı okudu
Evvel dahi bu akl u cân seninleyidi asl-ı kân Âhir geri sensin mekân onda varam senden yana Bu âh ile bu zâr ile bu hikmeti kim ne bile Bilse dahi gelmez dile tutdum yüzüm senden yana Dursam seninle dururum baksam seninle bakarım Her kancaru kim yürürüm gönlüm yönü senden yana Sensin bana cân u cihân sensin bana genc-i nihân Senin durur assı ziyân ne iş gele benden bana
DİB
Reklam
885 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.