Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hilal

Herkes hayatının bir devrinde şu veya bu şekilde talihinin şuuruna erer.
Reklam
Bu daima böyledir. Hadiseler kendiliğinden unutulmaz. Onları unutturan, tesirlerini hafifleten, varsa kabahatlilerini affettiren daima öbür hadiselerdir.
Beni görüyorsun değil mi? Deli gibi değil miyim? Öyleyim, çünkü ciğerimin ihtiyacı olduğu kadarını haykıramadım. Hep tetikte bekleyen bir çığlık vardır boğazımda...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
New England'da bizi her yıl daha az sayıda güvercinin ziyaret ettiğini söylemeyi adet edinmişizdir. Çünkü ormanlarımız onlara yeterince tünek sunmaz. Bunun gibi, yetişen her insanı da yıldan yıla daha az düşünce ziyaret etmektedir, çünkü zihnimizin ormanları tahrip edilmiştir, ya lüzumsuz hırs yangınlarına kurban edilmiş ya da kereste değirmenine yollanmıştır, düşüncelerin tüneyebileceği sadece bir iki dal kalmıştır. Artık düşüncelerimiz ne yuva yapıyor ne de ürüyor.
Toplumda, insanın en iyi kurumlarında bir tür erken gelişmişlik niteliğine rastlanır. Henüz büyüyen çocuklar olmamız gerekirken, bizler çoktan küçük adamlar olmuşuz. Gübreyi çayırdan getirip toprağı zenginleştiren bir kültürü verin bana, sera gübresine, gelişkin uygulamalarla yöntemlere bel bağlayan bir kültürü değil!
Reklam
Bir kasabayı ayakta tutan, içinde yaşayan erdemli insanlardan çok, o kasabayı çevreleyen ormanlar, bataklıklardır. Her nerede toprağın altında yabanıl bir orman bozunup üstünde yabanıl bir orman dalgalanıyorsa, oradaki kasaba sadece tahıl ve patates yetiştirmeye değil, gelecek çağların şair ve filozoflarını yetiştirmeye de elverişlidir.
Ömrün gecesi yaklaştıkça alışkanlıklar gececil bir hal alır...
Belki de şahsiyet dediğimiz şey bu, yani hafızanın ambarındaki maskelerin zenginliği ve tesadüfü, onların birbiriyle yaptığı terkiplerin bizi benimsemesidir.
"Yiyecek hiç kurabiyemiz kalmadı." dedi Murbağa üzgün üzgün. "Bir tanecik bile." "Evet" dedi Kurbağa, "ama çok güçlü bir irademiz var." "İrade sende kalabilir Kurbağa" dedi Murbağa. "Ben şimdi eve gidip kek yapacağım."
Reklam
Siz daima böylesiniz... Ruhunuzu saran küçüklük duyguları içinde büyük değerlerimizi kaybedersiniz...
Hayatta "hep"i yaşamak için "hiç"in kısır çölünde yaşamayı tercih etmişti.
Politikadaki hürriyet, bir yığın hürriyetsizliğin anahtarı veya ardına kadar açık duran kapısıdır... Ben bu kadar kendi zıddı ile beraber gelen ve zıtlarının altında kaybolan nesne görmedim. Kısa ömrümde yedi sekiz defa memleketimize geldiğini işittim. Evet, bir kere bile kimse bana gittiğini söylemediği halde, yedi sekiz defa geldi; ve o geldi diye biz sevincimizden, davul zurna, sokaklara fırladık.
Eski şapkalarımız, ayakkabılarımız, elbiselerimiz gün geçtikçe bizden bir parça olmazlar mı? Onları sık sık değiştirmek isteyişimiz de bu yüzden değil midir? Yeni bir elbise giyen adam az çok benliğinin dışına çıkmışa benzer: Kendinden uzaklaşmak, ona bir değişikliğin arasından bakmak ihtiyacı, yahut "Ben artık bir başkasıyım!" diyebilmek saadeti.
Kapkara sonsuzluk denizinin ortasındaki dingin cehalet adasında yaşıyoruz ve uzaklara seyahat etmek bize göre değil...
2.787 öğeden 2.761 ile 2.775 arasındakiler gösteriliyor.