Ahmed Arif'le tanışmam balım sayesinde oldu. Onun öncesinde ismini duydum ama duysam da meyletmedim nedense. İlk tanıstığım kitabı da yine balımın hediyesi sayesinde bu kitap oldu tabiki. Tanışınca bu eşsiz adamı iyi ki tanıdım iyi ki girdi hayatıma dedim ve tavsiye ettiğim kitaplar arasında hep ilk söylediğim kitap olmaya basladı tabiki.. Evet, bu değerli kitabımız Ahmed Arif'in Leyla Erbil'e 54-56 yılları arasında göndermiş olduğu mektupların bir derlemesi olarak çıkıyor karşımıza. Kitabın adından da anlaşılacağı gibi şairimiz Leylasına "Leylim" diye sesleniyor. Bu mektuplarda gördüğümüz sey Ahmed Arif'in aşkı bir yana kendisinin hayatından da önemli ipuçları, kesitler sunuyor bizlere. Şairi tanımak için iyi ki yayımlanmış diyor insan ama keske demeden de edemiyor, keske Leyla'nın mektupları da olabilseydi içlerinde diye..
Şair, bir insana ne kadar tutkuyla bağlanılabilirse, bir insan nasıl ve ne kadar sevilebilirse, bir insan için ne kadar acı çekilebilirse, öyle seviyor, öyle bağlanıyor ve öyle aşkı uğruna acı çekiyor. Ve bunu sadece gözlerimizle görüp okumuyoruz, adeta hissediyoruz, yaşıyoruz, iliklerimize işliyor Ahmed Arif'in Leylim'e olan aşkı.
Yazılan satırlardan etkilenmemek, kendine bir parça bulmamak, duygulanmamak, göz yaşı dökmemek mümkün değil, elden gelmiyor. Okurken çokça hüzünlendiğim, aşkı tanıdığım, bir o kadar da keyif aldığım bir eser olan "Leylim Leylim"e siz de bir şans verin isterim.