Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sen benim gökyüzümdün, mavinin en güzel tonu en görkemlisiydin. Etrafında ailem, arkadaşlarım ama sen ışıl ışıldın, bir tek sana baktığımda toparlanır, yönümü bulabilirdim. Hadi gel otur yerine pusulam ol yine, sen yorulma sadece iste ben sana yönelirim... Ç. Horat/Hece hece 'sana' yazıldı kelimeler.
Hepinize! .. İşte ölüyorum. Kimseyi suçlamayın bundan ötürü. Hele dedikodudan, unutmayın ki, merhum nefret ederdi.
Reklam
Kitaplarımı birine emanet verirken oğlunu askere gönderen anne telaşı yaşıyorum. Ne yazık ki çoğu insan yeterince nazik davranmıyor :( Kendi ailem bile benden kitap istenmeyeceğini bildiği halde bir sürü kişiyi kiramadığım icin veriyorum. Geri dönenler ki çoğu dönmüyor, sararmis yada yıpranmış oluyor. Eğer böyle bir okuyucuysaniz bizi çok uzdugunuzu iletmek isterim tüm 'benim gibiler' adına
Her gün Allahıma biraz daha fazla şükr ediyorum, ailem için. Onları her gün bana yeniden bağışladığı için. Allah kimseyi ailesiz bırakmasın. Onların nefesini başımızın üstünden eksik etmesin. Ailemin deyerini her gün yeniden ve yeniden daha iyi anlıyorum. İnşAllah bir saniyemiz bile onlarsız geçmez...
Enes Onur Aydın, Hakkari Çukurca Işıklı Karakolunda Askerliğini Yapan Birinin Sözleri.. 15 aylık askerliğimin 13 ayını dünden beri sayısız şehit düşen lanet olası yerde yaptım. Hiç moralimi bozmadım. Fotoğraftaki gibi hep güldüm. Annem, babam, ailem, arkadaşlarım beni üzülürken görmesin de üzülmesinler diye hep güldüm. Sabah kantinde sıra kavgasında şakalaştığım 3 arkadaşım, kardeşim o günün gecesi şehit düştü. Hiç bişey için ağlamadım. Yalnız kaldım, ağlamadım. Ailemden uzaktım, onları çok özledim ama ağlamadım. Ne zaman askerlikten nefret ettim biliyor musunuz? Ben 13 ay boyunca Hakkari'de bir tane bile sağlam domates yiyememişken, karakolumuza teslim olan terörist için hazırlanan kahvaltı tabağını gördüğümde. İşte o gün nefret ettim oradan. İşte o gün benim arkadaşlarımı, kardeşlerimi öldüren orospu çocuklarına verilen değeri gördüm. Şimdi içim açıyor, annem her telefonumu açtığında ağlayarak konuştuğunda o ailelerin neler hissettiğini anladım. Gencecik kardeşlerimiz 3 terörist vuracak diye şehit düştüğü için içim açıyor. Biz artık gülemiyoruz, en azından ben gülemiyorum. Birileri buna dur demeli. Birilerinin bişey yapması gerekli. Ben artık bir annenin ne olursa olsun üzülmesini istemiyorum. Umarım birileri duyar bunu, umarım birileri bir şeyler yapar. ÇÜNKÜ ARTIK VATAN SAĞ OLMUYOR..
Ne bir adım geride, ne de bir adım ilerideyim.. Sadece olduğum yerdeyim.. Zaman durmuyor, ne kadar istesem de.. Her yanım kalabalık, bu şehirde.. Fakat ben yine yalnızım, yine yalnız.. Bir adım öteye geçebilmek için her şeyimi ortaya serdim.. Sadece ve sadece hayallerimle ben varım burada.. Aile; bir yere kadar olmazsa olmazlarımdan.. Vazgeçemem dediğim tek yaşama sebebim.. Başka bir sebep yok.. Olmadı, olmayacak, olmasına izin vermeyeceğim.. Beni bu şehirde ayakta tutan iki şey var: Ailem ve hayallerim.. Birkaç ay sonra bu şehir beni hatırlamayacak.. Belki de hatırlamak istemeyecek.. Olsun, hatırlamasın.. İşime gelir bu durum.. Geriye adım atmamış olurum hem.. Ben şimdi sıcak çayın soğumasını bekleyemem, hayallerimi beklediğim gibi.. Soğur çayım, içemem.. Hayallerim öyle değil.. Ve hiçbir zaman geç kalmayacağım, hayallerime.. Bu şehrin onları da tüketmesine izin vermeyeceğim.. Fazla değil, sadece birkaç ay sonra bu şehir tarafından hiç hatırlanmamak üzere gideceğim; hayallerime.. Artık ileri adım atılmayacak bir durum yok.. Atacağım, direneceğim, neysem o olacağım.. Dokunan olursa, 'hayallerimi kirletme' diye bağırıp, haykıracağım.. Ve ben; sadece bu kalabalığın arasında yalnızları oynayan ben, ulu orta yerdeyim..
Reklam
1000 kitap ailem kurban bayramınız mutlu ve huzurlu geçmesi dileğiyle iyi bayramlar :)
Muhteşem kesinlikle tavsiye ediyorum. ÜŞENMEDEN OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM ! BÜTÜN ANNE BABALARIN VE ÖĞRETMENLERİN OKUMASI GEREKEN BİR HİKAYE Bir gün seminere başlamadan önce kısa boylu güler yüzlü birisi geldi, Hocam elinizi öpmek istiyorum, dedi. Ben el öptürmekten pek hoşlanmadığım için, yanaktan öpüşelim, dedim, öpüştük. Aramızda şöyle bir
Djelem Djelem parçasını dinliyordum geçenlerde, sözlerine bakayım dedim. Ve, 1971'de yapılan 1.Dünya Çingeneleri Kongresinde, Çingene (Milli) Marşı olduğunu öğrendim. Yazan Zarko Jovanoviç, yazış aşamasının da ayrı bir hikayesi var tabi. Şarkının sözlerinin Türkçe çevirisini bulduğum kadarıyla aktarıyorum: Yürüdüm yürüdüm uzun yollar boyu, Ne güzel ki Romanlarla tanıştım. Uzaklara cok uzaklara gittim Ey Romanlar eyyy cocuklar!! Romanlar nereden geldiyseniz Şanslı yollar boyu çadırlarınız... Benim de büyük, kalabalık bir ailem vardı, Kötü bir grup insan öldürdü onları... Gelin benimle Dünya Romanları Romanların yolunun açıldığı yerlere Şimdi ayağa kalkma zamanıdır romanlar Eyy Romanlar eeyy cocuklar.... .
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.