bir huzursuzluk senfonisi eslik ediyor dusuncelerime. yorgunluktan, agridan, uykusuzluktan ve o mide kramplarindan curuyecekmis gibi hissetsen de bir yerden bir yanlislik siziyor hissi rahat birakmiyor. carsaflar sıktıgın parmaklarinin arasinda can cekisiyor, uzerine orttugun hicbir sey yeterince isitmiyor. tedirginlik zehri damarlarlarinin uzerinde beynin tum hucrelerini kemirirken yanlis gunaha el uzattigini fark ediyorsun. seni huzursuz eden her seyin, herkesin nasil da tutsagi oldugunu fark etmeden. akrep yelkovanin pesinden kosarken doğan bir günün daha sadece, o gece de bitmis olacagi icin bekleyeceksin. oyle de olmayacak ya, yine de belki diyeceksin. belkilerin hic sonu yok. yarin daha iyi olur belki. iyi olmasa bile, yarinin daha farkli olacagini umut edeceksin belki..
Belki de
Belki de Tesadüfen Düşmüştü Yolun Ömrüme Ve Ben Daha Adını Bile Sunmamışken Yüreğime Gelişi Güzel Tutulmuştum Gözlerine Belki de ; Yanlış Zamanda Gelmiştin, Dediğin Gibi Ben Aceleci Davranmıştım Yüreğime Yenik Düşüp Sonra ; Gözlerim, Yüreğini Gösterirken Başka Zamana Yolculuk Yapmıştın Beni Bulduğun Yerde Bırakıp Üstelik Bu Coğrafyaya Aykırıydı Gitmen Yelkovan ve Akrep İnatla Seni Gösterirken Hiç Olmadı Bu! Ama ; Şimdilerde, Bulamıyorum Seni İçimde Hangi Zamanda Kayboldu Gözlerin Kaç Gibi Sevmem Gerekiyordu Seni Bilemedim . . !
Reklam
Yine sabah olacak, Şehrinin surlarına güneş vuracak, Ne balık vazgeçecek denizinden, Ne de sen yaşamaktan sevgilim, Ve yelkovan, Ve akrep, Evrende bir baş boyu yıldız, Geometri ile felsefe yalnızlığı, Saksı da çiçek misali bir sen, Ölmeye yüz tutmuşken bir yanımız -yine de inadına yaşamak mı marifet sevgilim?!
Newroz
Yüreklerin kızdığı yerden doğarmış isyan Zulme ve haksızlığa karşı. Gözbebeklerini yere düşürmeyen bir halkın hatırına tam şuramda ; bir Kawa dirilir! Yüreğini güneşe verip karanlığa direnen, bir karahindiba gibi rüzgara tutunup Mezopotamyaya dağılan.. Akrep ile yelkovanı hiçe sayıp zamana bel büktüren, Rahminde özgür yaşamı taşıyan Newroz.. Hoşgeldin.!! Geldin ya , Taşları ısırmaz artık gözyaşımız Geri geri gitmez üşüyen hiç bir ayak. Ve doğar güneş. Yağmur yüz sürecek artık toprağa Dirilecek yaşam Renklenecek dağların etekleri Ve başkaldıracak fidan. Her biri yitirilen bir can! Unutma, Varsa bu yaşamın bir güzelliği ; o da özgürlüğe umutla yürüyen İnsan! #Newroz
Viyan
Viyan
Bir bozuk saattir yüreğim (Turgut Uyar)
Herkes seni sen zanneder. Senin sen olmadığını bile bilmeden, Sen bile.. Seni ben geçerken, Derim ki, Saati sorduklarında; Onu "O" geçiyordur. Kimse anlam veremez. Tamir ettirmedin gitti derler şu saati. Ettirmek istiyor musun demezler. Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur. Zamanı durdururum yüreğimde, Sensiz geçtiği için, Akrep yelkovana küskündür. Şu bozuk saat çalışsa benim için ölümdür. Bil ki akrep yelkovanı geçerse, Atan bu yüreğim durur. Bırak bozuk kalsın, hiç değilse; Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.
Bilmez Miyim Hiç
Bilmez miyim hiç bütün bu sözler ne der ona Bu sözler ve bu sözlerin içinde çırpınan uzaklıklar Dolaşıyorum bir başıma, ortalıkta kimsecikler yok Kıyılar da bomboş, kır yolları da Soluğumu duyuyorum ara sıra, bir onu duyuyorum Duymuyorum belki de, biliyorum yalnızca Ayaklarımın altında yaban naneleri, kekikler Yol kenarında bir kapı, tahta
Reklam
401 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.