Daha birkaç dakika önce önümde yalnızca üç gerçek şey vardı: Gecenin, uzayın ve doğanın uçsuz bucaksızlığı, kendi güçsüzlüğüm ve acım, bir de ölümün yakınlığı.
Okuyucu kınamasın beni. Çünkü boş inançlara karşı ne kadar kuşku duyulursa duyulsun, onlara kapılmanın yine de insan oğluna özgü olduğunu biliyordur sanırım.
Ayaklarınıza kapanmaya, bu akıl almaz, bu hak edilmemiş armağandan ötürü Tanrıya teşekkür etmeye cesaret edemiyorum. Ah! Ondan nefret etmeye ne kadar hakkım var! Fakat yüreğimde nefrete yer olmadığını duyumsuyorum şimdi.