Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşarken kibrinden geçilmeyen insanoğlu, ölünce sinekleri toplamaktan başka bir işe yaramıyor.
Sayfa 81 - CanyayınlarıKitabı okudu
“Tek bir bedenle çile çekersiniz bu yaşamda; ölüm ve cezada ise, sayısız bedenle çekersiniz çileyi”
Reklam
“Kimi zaman iyi okurların iyi yazarlardan bile ender bulunduğundan kuşkulanıyorum. “
‘’Ölmek için canlı olmaktan başka bir şey gerekmez’’dedi kalabalığın içindeki hatunlardan biri,yine onun gibi derin düşünceli bir diğeriyse: “Yaşarken kibrinden geçilmeyen insanoğlu,ölünce sinekleri toplamaktan başka bir işe yaramıyor.’’
Elinde artık sadece gururu kalmıştı ve can çekişirken meraklı yüzlerin kendisini seyretmesine müsaade etmeyecekti.
Ama sonra hayır dedim,mahalle ne kadar bozuksa düzgün olma mecburiyetin o kadar büyüktür.
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Alçaklığın Evrensel Tarihi, Borges’in Arjantin’de çok satan bir gazetenin hafta sonu eki için yazdığı ve gerçekle kurgunun iç içe geçtiği metinlerden oluşan derleme bir kitap. Kitapta acımasızlıkları, kandırmaları, hırsı, intikamı, cinayetleri, yağmaları anlatan çeşitli öyküler yer almakta. Borges, kitabın adında geçen alçak sözünün ağır olduğunu ifade etse de, hikayelerin ardında başka bir şey olmadığını da ekliyor. Borges, büyülü gerçeklik akımının ilk temsilcilerinden. Anlatımında gerçek ve kurgu iç içe geçiyor ve masalsı bir anlatıma dönüşüyor.
Alçaklığın Evrensel Tarihi
Alçaklığın Evrensel TarihiJorge Luis Borges · Can Yayınları · 20211,636 okunma
"Ölmek için canlı olmaktan başka bir sey gerekmez,'" dedi kalabalığın içindeki hatunlardan biri, yine onun gibi derin düşünceli bir diğeriyse: "Yaşarken kibrinden geçilmeyen insanoğlu, ölünce sinekleri toplamaktan başka bir işe yaramıyor.
"Yaşarken kibrinden geçilmeyen insanoğlu, ölünce sinekleri toplamaktan başka bir işe yaramıyor."
Real’i sille tokat, tükü­ rüğe boğarak salonun nerdeyse bir ucundan öbür ucuna sürdüler. Önce yumrukluyorlardı, sonra Real’in yumruklan savuşturmak için hiçbir çaba harcamadığını görünce tokat­ lamaya, atkılarının püskülleriyle vurmaya başladılar. Anlaşı­ lan, işin gerisini Rosendo’ya havale etmeyi düşünüyorlardı. Rosendo sırtını karşı duvara vermiş, tek bir söz söyleme­ den kıpırtısız duruyor, öylece cigarasını tüttürüyordu. Ama, bizim birazdan farkına varacağımız durumu belki de çoktan çakozlamışçasma, ufaktan bir kaygı dolanıyordu yüzünde. Kasap hâlâ dimdik ayaktaydı, birkaç sıyrığı vardı, o kadar. Bizim kaşalotlarsa adamı küfür kıyamet Rosendo’nun önüne doğru sürüklüyorlardı. Real, Rosendo’yla yüz yüze gelince, ilk kez bir kelâm salladı. Gözünü kan bürümüştü; yüzünü ceketinin koluna silip, sanırım şöyle bir lâf etti: “Bana kuzey yakasının oralarda Francisco Real derler. Bu sapısiliklerin üstüme saldırmasına sesimi çıkarmadıysam, adam gibi bir adam arıyorum da ondan. Riyavet o ki, bıçak oynatmada usta biri varmış bu çöplükte. Hacamatçı derler­ miş. Dediklerine göre, bitirim adammış. Bizi de bir şereflen- dirse diye düşündük. Kimbilir, naçizane, bir şeyler kapardık kendisinden belki de...”
Reklam
Alçakgönüllülüğü ve hoşa gitme arzusu o kadar içine işlemişti ki birçok gece söze kendini savunarak başladı ama itiraf ederek bitirdi çünkü o her zaman dinleyici eğilimlerinin hizmetinde oldu.
Ayrıca bir şekilde muhafaza ettiğim özümü - sözcük alıp satmayan, düş ticareti yapmayan, zamanın, neşenin ve zorlukların dokunmadığı yüreğimi - ona sunuyorum.
Sözleri geleneksel inanışın unsurlarımı hükümsüzleştirmediği müddetçe, islam, Tanrı'nın gizli dostlarının ortaya çıkışını -bunlar ne kadar patavatsız ve tehditkâr olsalar da- hoşgörüyle karşılar.
...Bernard Shaw'un ifade ettiği gibi her türlü zihinsel uğraş özünde mizahidir.
Tüm hayatım boyunca gördüğüm şeylere bakarak öylece durdum—geniş gökyüzü, önünü görmeden akan ırmak, yarı uyuklayan bir at, toprak yollar, kiremit fırınları ve otlar; çöp yığınlarının ve bu terk edilmiş mahallenin ortasında ot gibi büyümekten başka bir şey yapmadığımı farketmeye başladım. Bizim gibi pabuç dilli ve ödlek süprüntülerden başka ne çıkabilirdi ki buradan? Sonra, ‘hayır’ diye düşündüm, yer ne kadar berbat olursa, o denli sert olması gerekiyordu insanın.
1.378 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.