Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

NurcaN

NurcaN
@alceste_n
Yaşayışta sadelik, düşüncede ihtişam. O.Wilde vsco.co/alceste-n
İstanbul Üniversitesi
06 Nisan 1985
583 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Senin orta düzeydeki kimselere karşı duyduğun aşağılayıcı nefret, onlardaki geniş, kapsamlı kuvveti görmene engel oluyor. Sen kendi parlaklığının orta yerinde dururken, gözlerin öylesine kamaşıyor ki, odanın kuytu, karanlık köşelerini göremiyorsun. Oralarda kalabalıkların, beyinsiz insan kalabalığının ne tehlikeler hazırladığını görecek şekilde
Sayfa 118 - E YayınlarıKitabı okudu
Reklam
NurcaN
Bir kitabı okumaya başladı
Öfke Üzerine
Öfke ÜzerineSeneca
7.9/10 · 182 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Rastgele Ben
Rastgele BenEngin Geçtan
8.6/10 · 330 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Modern fizikçilerden biri "Bir ile bir iki eder dediğimizde 'ile'yi genellikle unuturuz. Oysa, aralarındaki sessizlik olmasa çan seslerini duyabilir miydik?" demişti vaktiyle. İnsanlığın bu- gün geldiği aşamada o sessizlikler giderek zor fark edilir halde, çan seslerini zaman zaman kakofoniye dönüştürerek.
Sayfa 170 - MetisKitabı okudu
Anarşizm, Antik Yunancada "an"(-sız) olumsuzluk eki ve archos "yönetici" sözcüklerinden türetilmiştir, yöneticisiz anla- mına gelir. Toplumsal otoritenin, tahakkümün, gücün ve hiyerar- şinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik fel- sefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlar. Anarşizm, her koşulda her türlü
Sayfa 169 - MetisKitabı okudu
Reklam
Doğa insanı ya tıka basa yer, ya aç oturur. Amerika yerlilerinin geleneksel olanı ertesi güne yiyecek saklamaz. Avusturalya yerlileri anında ödüllendirilmeyecekleri işlere girişmezler. Geleceği düşünmeyen doğa insanının tarzında, sessizce yaşanan bir bilgelik vardır. Kutup kâşifi Peary, rehberlerinden birine "Ne düşünmektesin?" diye sorduğunda, rehber "Düşünmem gerekmiyor," diye karşılık vermiş, "Bol miktarda etim var." Antik Yunan' dan bu yana, dünya halklarının önemli bir bölümü, gerekmedikçe düşünmemenin bilgeliğine uzak ve yabancı. Susan Sontag bunu "İnsanoğlu Platon'un mağarasından bir türlü dışarı çıkamamakta, alışkanlığını sürdürerek hâlâ gerçeğin imgeleriyle oyalanıp durmaktadır" sözüyle dile getirmişti. Bana sorarsanız, o mağaradan hiçbir zaman çıkamayacak. Çünkü, geleceği düşünmeye başladığından bu yana, yaşamakta olduğu cenneti terk edip anksiyete dünyasına adım attı ve bundan böyle artık hep orada olma durumunda. Üzerinde kaygının ağırlığı, hırsın gerilimi, mülkiyetin tutsaklığıyla, doğa insanının sahip olduğu hayatiyeti yitirmiş bir halde yaşayacak. Gerekmedikçe düşünmeyen doğa insanına karşılık, matriks insanı düşünce üşüşmesi işgalindedir. Duygu dünyamızı fakirleştirip sezgilerimizi ve içgüdülerimizi körelterek. Bilgi bombardımanından sersemlemiş insan bunu fark edecek halde de değil.
Sayfa 168 - MetisKitabı okudu
Amerika yerlisi Lumbee Kabilesi'nin deyişiyle: . . . "Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Oysa bilgi mazidir, hikmet ise gelecek. . .
Sayfa 167 - MetisKitabı okudu
Geleneksel değerlerin çözülmesi, ahlaki değerlerin yitirilmesine neden olurken, man- eviyata duyulan ihtiyaç arttı. Tek tanrılı dinler, zaman içinde felsefi boyutundan uzaklaşıp biçime indirgendiği, üstelik bazıları politik bir kimlik edindiğinden, yaşanan boşluk insanları çeşitli türde bağımlılıklara ya da fanatizme yöneltmekte.
Sayfa 166 - MetisKitabı okudu
Doğa insanı zamanı aya, güneşe, ağacın büyümesine göre algılar, çünkü zaman yaşadığı- mız çevreyle birlikte algılanabilir. İç mekân algısı nedeniyle bun- lardan yoksun kalan kent insanı, zamanı birbirinden kopuk par- çalar halinde yaşamaya başladı. Akışın yerini hız aldı. Oysa hız, zaman değil harekettir, üstelik insanın kendini algılamasına fırsat tanımayan bir uyuşturucu. Bütün bunların sonucu, hayatiyetin te- meli olan "kaosun kenarında varoluş", yerini sürüklenmeye bı- raktı. Bir şeyler önde, biz peşinde.
Sayfa 166 - MetisKitabı okudu
Bugün de bilinmeyenden korkup, bilinene sığınarak hayatımızı sığlaştırıyoruz. Başkalarının onayına sürekli ihtiyaç duyup, o onayı kaybetme kaygısıyla saçmalamaktan kaçınıyoruz. Saçmalamaktan kaçın- manın bir yolu olmadığından, hayatın sıradan tökezlemelerinde bile eziklik ve yenilgi duygusu yaşıyoruz. Hayatımızın sonuna yaklaştığımızda, yeterince saçmalamamış olduğumuz için piş- manlık duyarak.
Sayfa 165 - MetisKitabı okudu
Reklam
NurcaN tekrar paylaştı.
Bu filmi de herkes bilmez ;)
Gözümü açtığımda ayrı , uyumaya çalışırken ayrı şarkı mırıldanmak paha biçilemez 🍀 youtu.be/6ERnW-27igg?si=...
4.225 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.