"Şerli bir kimse sana saldırmak isterse, o belayı, akıl tedbirlerinden başka bir vasıtayla başından savmaya çabalama; yalvarma yoluyla kurtuluş arama, çünkü onu bu kötülükten vazgeçirsen bile o, daha beter bir başka kötülük düşünür."
Neyin üstüne bina ettiğini bilmeyenler, neyi bina ettiklerini nereden bilecekler? Nereden bilecekler inşa ederken bozulan eşitliğin, yıkılırken kurulacağını.
Cümlelerin altını çizmekten yorulduğum bir kitap oldu. Yazarın daha öncede bir kitabını okumuştum onu da çok beğenmiştim bu da kesinlikle şahane bir kitaptı. 61 mektuptan oluşan deneme diyebiliriz buna. Her bir mektup, her bir cümle ders niteliğinde.
Sevgili Dost,
Kim kazandı?
Diriler mi, ölüler mi? Çobanlar mı, sürüler mi? Efendiler mi, köleler mi?
Kim kazandı?
Sevgili Dost,
Herkes kaybetti ölüm kazandı, mezar taşlarına “Huve’l Bâki” kazındı.
“Eksik bilgi yanlış adrese götürür. Arkadaşlıklar, dostluklar, ortaklıklar ve evlilikler hep bu yüzden biter. Kim bilir hayatımızda kaç kez “nasıl da tanıyamamışım” demiş, kaç kez ince buz tabakasına aldanıp üzerinde yürüdüğümüz gölün soğuk sularında bulmuşuzdur kendimizi.”
Sevgili Dost,
Sonunda posta kutusuna bir mektup geldi. Soruyor: "Korkmak çaresizlikten mi?': "Çaresizlik yalnızlıktan mı?", "Başlangıç mı güzel, son mu?"