ALINTIDIR.
Arkadaşlar iyi akşamlar, Öğretmen arkadaşlarımıza derse girmeden önce, bilinen birkaç hususu hatırlatalım. 1. Felaketle ilgili çok fazla konuşmamaya, duygularımızı çok derinden belli etmemeye özen göstermelerini rica edelim. Elbette hepimiz çok etkilendik lâkin öğrenciler için okullar ve öğretmenler böyle zamanlarda bir yanıyla da duygusal bir sığınak olduğundan, onların zihinlerini boşaltmalarına destek olmamız lâzım. Zaten bu süreçte, hepimiz gibi nice acılı habere ve görüntüye maruz kaldılar. En azından okul, onlar için bir sağaltım merkezi olsun. 2. Konuşmak isteyen çocuk olursa, kısa kısa söz verebilir, diğer çocukları da yine kısaca dinleyebilir ve akabinde dersin hakimi olarak konuyu bağlayıp, kendi programlarını uygulamaya devam edebilirler. 3. Deprem bölgesinden okulumuza gelen veya deprem esnasında orada olan ya da yakınlarını kaybedenlere çok soru sormayalım lütfen. Yeniden yaşama durumu çocuklardaki travmayı onulmaz hâle getirebilir. 4. Aşırı derecede tepki veren çocukları fark ettiklerinde PDR servisine yönlendirmelerini özellikle rica edelim.
"İnsanları huzursuz etmenin en güvenilir yolu yapmayın demektir. Aynı şey başka arzu edilmeyen davranışlar için de geçerlidir." Alıntıdır
Reklam
"Haklı olabiliriz ya da mutlu olabiliriz. " A course in Miracles Alıntıdır
"İnsanların yanlış yanlarını tartışmak bunları derinleştirmekten başka bir işe yaramaz." Alıntıdır
“Esse est percipi.” demiş Berkeley, yani; “Var olmak algılanmaktır.” Hayyam, rubaisinde bunu şöyle anlattı; “Ben olmayınca bu güller bu serviler yok. Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok. Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok. Ben düşündükçe var dünya ben yok o da yok!” Veysel’in “Güzelliğin on par etmez şu bendeki aşk olmasa.” dediği de bu. Hatta Einstein’ın izafiyet teorisinde de bahsettiği şey bu. Herkesin dünyası, algıladığı zamana ve mekana göre var. Saraylarda oturanların dünyası ile, gecekonduda yaşayanın dünyası hiçbir zaman aynı olmaz. {Alıntıdır}
Vijdanlı olmak üzerine!
Celal Şengör Hocanın izlediğim bir videosundan alıntıdır. Atatürk'ün bir lafı var der ki; "Tehdid esasına dayalı ahlak, ahlak olmadığı gibi güvenilirde değildir." Siz Ananızdan babanızdan korktuğunuz için, polisten korktuğunuz için, Cumhurbaşkanından korktuğunuz için, Allahtan korktuğunuz için kötü şeyler yapmıyorsanız siz vijdanlısınız demek değildir, siz korkaksınız demektir. Ben hiç bir şeye inanmayan bir adamım, Buna rağmen birisine bir kötülük yaparken içimde bir sızı hissediyorum ve onun için yapmıyorum. Bu sızıyı ben neden hissediyorum? Bunu da söylüyüm. Çünkü bununda kaynağı egoizm çünkü diyorum ki, bu kötülüğün yapılabilir bir şey olduğu yayılırsa günün birinde gelir biride bana yapar.
Celal Şengör
Celal Şengör
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.