Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İSMAİL

İSMAİL
@alizade721
[ب ح ص س] الخير فيما اختاره الله لنا .! خُذْ مَا صَفَا دَعْ مَا كَدَرْ! Evli YÂ MÂLİK-EL MÛLK
Hadis-i Kudsî
3-Rızam için birbirlerini sevenler, nizam için birbirlerine için birbirlerini ziyaret edenler, rizam için muhtaçlara yardım yoldaşlık edenler, rızam edenler, Kıyamet günü, nurdan minberler üzerinde saygı göre için birbirlerine öğüt verenler, nizam ceklerdir. Bunların bu hallerine de Nebîler, Siddikler ve Şehidler gipta edecekler...
Sayfa 101 - Büyük Doğu yayınları
Reklam
Hadis-i Kudsî
7-İnsanoğlu! Ben seni kendim için yarattım; beni bırakıp da fani oyunlara dalma! Ben senin rızkını tekeffül ettim; bunun için kalbini üzme!
Sayfa 103 - Büyük Doğu yayınları
Hadis-i Kudsî
4-Meleklerim; eğer kullarımdan biri bir kötülük işlemeği kastedip o işi yapmazsa, yapmadığından dolayı ona bir sevap yazınız! Eğer o kötülüğü yaparsa sadece bir günah yazınız; ve eğer sonradan yaptığına nedamet getirip tövbe ederse o günahı da siliniz! Buna karşılık kullarımdan biri bir iyilik yapmayı kas- tedip yapamazsa yine ona bir sevap yazınız; eğer o iyiliği yaparsa iyiliğinin on mislinden yedi yüz misline kadar sevap yazınız!
Sayfa 102 - Büyük Doğu yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hadis-i Kudsî
Kullarım, zulmü kendime haram kıldım; size de haram... Öyleyse birbirinize zulmetmeyiniz!.. Kullarım, hepiniz şaşkın haldesiniz, çıkar yolu benden isteyiniz ki, sizi eriştireyim!.. Kullarım, ben sizi yedirmedikçe hepiniz açlıktasınız, rızkınızı benden isteyiniz ki, sizi doyurayım!.. Kullarım, ben sizi giydirmedikçe hepiniz çıplaklıktasınız; giyimi benden isteyiniz ki, sizi örteyim!.. Kullarım, hepiniz gece ve gündüz yanlıştan uzak değilsiniz; bense bütün günahları mağfiret kılıcıyım; benden af dileyin ki, suçunuzu bağışlayayım!
Sayfa 101 - Büyük Doğu yayınları
Hadis-i Kudsî
Kulumun bence en sevgili ibadeti, yolumda halka öğüd vermesidir.
Sayfa 101 - Büyük Doğu yayınları
Reklam
Hadis-i Kudsî
Ben kulumun, hakkımdaki zannına göreyim. Kulum beni anınca ben onunla beraberim. Eğer kulum beni içinden anarsa ben de onu kendimle anarım. Eğer kulum beni halk için- de anarsa ben de onu kendisininkinden daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. Kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. Kulum bana bir arşın yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kulum bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak gelirim.
Sayfa 101 - Büyük Doğu yayınları
Çok enteresan;)
O'nun sahabileri, bütün Peygamberin sayısı kadardı ve her biri bir Peygamberin sıfatını taşıyordu. Hazreti Ebu Bekir Peygamberler Peygamberine sıfatında, Hazreti Ömer, Musa Peygamberin, Hazreti Osman Nuh Peygamberin, Hazreti Ali İsâ Peygamberin, Hazreti Muaviye ise hüküm- ranlık, iptilâ ve tövbe noktasından Davut Peygamberin...
Sayfa 87 - Büyük Doğu yayınları
Tövbe nasıl edilir
Büyük İslam mütefekkirlerinden İmam-ı Gazali Hazretleri, tövbenin hakikatini, üç unsurun mecmûundan ibaret görüyor: Birincisi, kişinin, kendisinden çıkan her günahı zarar derecesiyle bilmesi ve onun gerçek matlûba karşı bir perde olduğunu anlaması... İkincisi, bu idrak yüzünden kalbin elem ve nedâmetle dolması... Üçüncüsü, o günahı bir daha işlememek hususunda tam ve hâlis bir azim ve irade belirtmesi... Yoksa, insanların, kalbi aynı günah üzerinde bağlı olarak mücerret lisanlarıyla ve ezbere ettikleri tövbe istiğfarların hiçbir kıymeti yoktur. Biricik kıymet, günahtan gerçek teessür, gerçek nedamet ve onu bir daha yapmamak- taki gerçek azimdir. Bu suretle edilen tövbe, günahları silip süpürür ve sahibini günah işlememiş hale getirir
Sayfa 67 - Büyük Doğu yayınları
Niyet
Niyet: İbadetin şuur ve kararına malik olmak, yani kılacağı namaz ve edeceği herhangi bir ibadeti, şuurlu ve iradeli şekilde mânasıyla benimsemek, ve bu mânayı o ibadetin fiiline takaddüm ettirmek... Niyet, ibadette, mahluk cephesinden onun ruh ve şuuru demek olduğuna göre, niyetsiz ibadetin bir takım mânasız hareketlerden farkı olmaz. Niyet kalple edilir, "müstehab" olarak lisanla da...
Sayfa 66 - Büyük Doğu yayınları
İMAN EDİLECEK BİR ŞEYDE ŞÜPHE OLURSA NE YAPMALIYIM
Bir mümin, imanı lazım gelen bir mevzuda, bu mevzua dair din emrini bilmemekten gelen bir şüphe ve tereddüde düşse ne yapacaktır? Yapacağı şudur: O anda işin hakikati- ni bilmediği ve derhal tahkik edemediği için, kendisine farz olan, tereddütsüz "Allahım; bu mevzu ve husus üzerinde senin ilminde hak olan neyse, ona öylece, sırf muradına göre mücmel olarak iman ettim!" diye düşünmek ve bunu söylemek... Bu mücmel iman yerine geldikten sonra da yapılacak iş, ilk imkânda, Şeriat ve itikat meselelerini sıhhatle bildiren din kitaplarını bulup meseleyi tahkik etmek, yahut Sünnet ve Cemaat Ehli mezhebinde kâmil bir zata baş vurarak hakikati öğrenmek...
Sayfa 29 - Büyük Doğu yayınları
Reklam
DİN MİLLET ŞERİAT
Neticede "din, Peygamberler Peygamberinin getirdiği topyekün iman manzumesi; millet de bu iman manzumesine bağlananların kadrosu" oluyor. Şeriat, işte bu iman manzumesinin itikat ve amel mev- zuunda emir ve yasaklarına ait kanun çerçevesidir. Din, İslâm isimli iman sarayıdır. Millet, o sarayın için- de oturanlardır. Şeriat ise o sarayın: mimarisidir.
Sayfa 18 - Büyük Doğu yayınları
Besmele
Besmele, insanî fiillerin Allah adıyla fethedilmesi için elimize verilmiş bir anahtardır...
Sayfa 11 - Büyük Doğu yayınları
Onlara (batılılarla) savaş açın" demiyoruz; "onlara kul olup emirlerine gir- meyin" diyoruz... "Onlarla antlaşmalar yaparak insani ilişkiler kurmayın" da demiyoruz... Biz sadece, "cürümlerine ortak olup; ezdikleri, katliamlara tabi tutup yeryüzünden nesillerini kestikleri insanlardan dolayı kazandıkları günahları onlarla paylaşıp, Allah'ın huzuruna onlar gibi cani, katil ve zalimler olarak çıkmayın!" diyoruz...
Sayfa 234 - Beyan
Doğum Kontrolü
İşte senelerce önce Senegal Reisicumhurunun dediği gibi, Batı'nın biz Müslümanlara bedava doğum kontrolü hapları vermesini, bir kadirşinaslık olarak değil, bizlere yönelik bir kitle imha silâhı olarak algılamamız gerekir. Unutmayalım ki, Halepçe'ye atılan ve orada bulunan bütün canlıların yok olmasına sebebiyet veren kimyasal bombalan imâl edip insancıllığı gereği Saddam'a hediye eden de bu Batı'dır!... Bu Amerika'dır, bu Fransa'dır, bu İngiltere'dir...
Sayfa 220 - Beyan
Bir çift sözümüz daha vardır birilerine:
Bir defa her aklıselim sahibi olan bilir ki, "Kahrolsun Şeriat" çığırtkanlıklarıyla Şeriat, yâni İslâm yok olmaz. Tıpkı "Kahrolsun Laiklik" demekle, Laiklik dinin yok olmayacağı gibi. O hâlde bağnaz olmayanlar, oturur, kavga etmeden, anlamaya çalışırlar birbirlerini. Anlaşmazlarsa, her kes kendi dinine uyar gider... "Kahrolsun Şeriat" deyip, Şeriat'ın simgesi olan camiye ölülerini getiren Şeriat, yâni İslâm düşmanı Laikçilerin namazlarını kıldıran hocaların hâli ise çok daha vahim ve daha bir garip! Kıyamet gününde Allah bu hocalara, "Benim dinim olan İslâm'a karşı çıkıp "kahrolsun Şeriat" diye bağıran Laikçilerin namazını hangi dine, yâni hangi Şeriat'a göre kıldırdın?" diye sorduğunda, ne cevap vere- cekler bu hocalar? Yoksa bu muhterem hocalar, "Ve ebediyyen, onlardan hiç birinin namazını kılma! Ve mezarını ziyaret edip başında durma!"413 diye emreden, ve böyle yapanlar hakkında da, "Onlar o kimselerdir ki, Allah yolunu verip, dalalet (yâni dinsizlik) yolunu satın almışlardır. Onların bu alışverişleri onlara bir kazanç da sağlama- mış, onlar doğru yolu da bulamamışlardır" şeklinde hüküm koyan ayetleri hiç mi görmediler?
Sayfa 215 - Beyan
380 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.