...ask
uyumadan son düşündüğüm, uyandığımda ilk aklıma gelensin bunu Gece de biliyor,Sabah da Allah da
Çılgınca sevme, bolca gülme ve belki de bağlılık; Allah biliyor ya, karşısına böyle birisi hiç çıkmamıştı.
Sayfa 11 - Beyaz Baykuş YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ben de şimdi soruyorum sizlere: Alah'in zatı nerededir? Cevabınız var mı?Ben size yardımcı olayım, Allah'in zatını bir yerde aramayın, çünkü Allah zamandan ve mekândan münezzehtir. Ama burada gözüken Allah'ın bir boyası, bir icraatı var? Onlar esma ve sifatlarıdır. Nasıl güneş bizden uzaktır ama işıği yakındır, her yeri boyar,Allah'in da zatı zaman ve mekândan münezzehtir, her yerde olansa esma ve sifatlaridır. Bakın İbnü'l-Arabi gibi bir zat bu dersi almadan göçmüş bu dünyadan. "Kâinattaki her şey Allah'ın zatının parçasıdır. La mevcude illa Hu!Allah'tan başka mevcut yoktur demiş. Ve en son asmışlar Ibnü-l Arabi'yi biliyor muydunuz? Yani şu bahsetiğimiz ayrım bu Risalelerde bahsedildiği için ben bu kadar rahat konuşuyorum. Ama belki de birçok âlim bu hadisenin sırrına varamamiş. "Vahdetü"-Vücud" denen bir meşrep var ortada. Onlardan bahsediyorum. Ve o âlimler şu bahsettiğimiz ayrımi yapamamışlar.Ve benim size bu yazıyı yazmamın sebebi tek bir kelimedir.Geçen bir kardeşim geldi dedi ki: "Abi Alah'in şekli neye benziyor?" Dikkat edin, Allah' nasıl tanımaya çalışıyoruz? "Senin zihninde ne varsa, Allah bütün düşündüklerinden beridir.Çünkü Allah'ın zatını düşünmek caiz değildir." Namütenahi bir kudrete sinir çizip şekil verebilir miyiz? Peki, Allah' neyle düşüneceğiz? Yaptiği eylemlerle, esma ve sifatlarıyla.
Sayfa 48 - Genç Nesil YayınlarıKitabı okuyor
Bilinçli Müslüman, dünyada edilgin bir durum alışı reddediyor. Başkasının aleti olarak kullanılmasına, istismar edilmesine göz yummuyor. En önemlisi, nerede, nasıl istismar edildiğini veya edilebileceğini biliyor. Haksızlığa karşı eliyle, diliyle, kalbiyle karşı koyuyor. Allah'ın düşmanlarına, gene Allahın rızası için buğz ediyor. Çağdaş rahatlıkların bilincini köreltmeye yönelik tuzaklar olduğunu biliyor ve yeryüzünde işgal ettiği bir mekân varsa, bu mekânın Allah düşmanlarının lütfu ve ihsanıyla kendisine verilmediğini, dolayısıyla işgal ettiği mekânın hakkını korumanın kendine düşen yükümlülükler arasında bulunduğunu biliyor ve rızk endişesiyle kâfirlerle işbirliği yapmayı reddediyor.
Hiç kimse "Allah'ın ne ihtiyacı vardı ki birçok sebze ve meyveyi yarattı ?" demiyor. Herkes biliyor ki bunlar bizim ihtiyacımız için bize sunulmuş nimetlerdir. Aynı şekilde kalp ve ruhumuzun ihtiyacı için bizden istenen ibadetler de böyledir." Allah'ın bizim ibadetlerimize ihtiyacı mı var ?" diye sormak bu gerçeği bilmemekten kaynaklanıyor.
Allah (cc) her yerde, her mekanda ve her zaman bizi görüyor, biliyor ve işitiyor. Bu bilince sahip olabilmektir asıl marifet. Sufilerin en çok üstünde üzerinde durduğu konudur bu. Her an Allah (cc) görüyor bilinciyle yaşamak. Bu bilince sahip olan kişinin namazı da çok farklı olur. Huzurda olmanın heyecanı içindedirler. Korkuyla ümit arasında bir hal bürür tüm bedenlerini. Ve coşkuyla kılarlar namazlarını. Böyle kılınan namazın sonucu da çok farklı olur.
Sayfa 53 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.