Kelam ilminde, Hanbelilerin "Allah kelamı şu gördüğümüz harflerden ve duyduğumuz seslerden ibarettir ve bunlar da kadimdir, ezelidir ... " demelerine kadar varmıştır. Hanbeliler kadim ve ezeli olan Allah' ın kelamının işitilebilir olduğunu delillendirmek için de "eğer müşriklerden herhangi biri senden eman (güvence) isterse ona güvence ver ki gelip Allah kelamını dinlesin, sonra da onu güvende olacağı yere ulaştır" (Tevbe 9/6) ayetini delil göstermişlerdir. Onlara göre bu ayet, Allah kelamının işitilir olduğuna delalet etmektedir. Diğer taraftan Allah'ın kelamının kadim olduğuna dair deliller de bulunduğuna göre, sonuçta (Hanbelilere göre) şu işitilen harflerin de kadim olmaları gerekmektedir. Bu durumda da "işitilen ve kadim olan harflerin" okunması nın, yazılmasının ve telaffuz edilmesinin Allah'tan başkasına nispet edilmesinin imkânsızlığı da kesinlik kazanmaktadır. Bu ise Allah'ın, Kur'an'ı okuyan kimsenin sesine, onu yazan kimsenin yazmış olduğu şeye, hatta yazı faaliyetinin üzerinde gerçekleştiği levhaya hulul etmiş olmasının zorunlu olacağı anlamınagelmektedir.