youtube.com/watch?v=31jxsH_...
Küçələrə su səpmişəm,
Yar gələndə toz olmasın
Elə gəlsin, elə getsin,
Aramızda soz olmasın.
İncelemeye bu güzel kitapta tanıştığım şarkı ile başlamak istedim. Bir başka kitapta tanıdığım şarkı ile de son vereceğim.
İlk okuduğum Anton Çehov kitabı olması dolayısıyla diline biraz yabancı kaldığım doğru olmakla birlikte Çehov'un kalemini çok sevdim. Altıncı Koğuş bana direkt olarak beni hatırlattı. Aslında beni, bizi, hepimizi. Bir çoğumuzun muzdarip olduğu meseleleri ele alan bu kitap başlarda gri, soğuk ve kasvetli gelse de diyaloglar ilerledikçe kitap bana
Acılar ve sevinçler gelip geçicidir. Bunları bir kenara bırakalım, boş verin gitsin. Mesele bizim düşünebiliyor olmamız, birbirimizi düşünmeye
ve tartışmaya yetkin insanlar olarak görmemiz. Görüşlerimiz her ne kadar farklı olsa da bu durum bizi hemfikir kılıyor. Ah dostum, bu evrensel delilikten, yeteneksizlikten, ahmaklıktan nasıl bıktığımı, sizinle her seferinde ne büyük
bir keyifle sohbet ettiğimi bir bilseniz! Zeki bir insansınız ve ben bunun tadını çıkarıyorum.
+ ❝Elimizin altında kitaplar var ama bu canlı bir sohbetin, karşılıklı ilişkinin yerini tutmuyor.❞
- ❝Bence kitaplar notaya, sohbet ise şarkı söylemeye benziyor.❞