Kaldırımlar
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık. Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. İçimde damla damla bir korku birikiyor; Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler... Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor; Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler. Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır. Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta; Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum! Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta; Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum! ... 📜 Necip Fazıl Kısakürek - Kaldırımlar
Bunu iyi yönde düşünürsek önlem almak açısından ters mantıkla da düşünebiliriz. Bugün düşüncelerimiz olumsuz yöndeyse yarın bu olumsuz işleri de yapar hale geliriz.. Bu sebeple düşüncelere etki eden arkadaşlar olsun, okuduğumuz kitaplar olsun, dinlediklerimiz konusunda olsun doğru seçimler yapmak zorundayız. Ne ile meşgul isek onun bir parçası haline geliriz. Bugünün düşünceleri imkan bulunduğu vakit yarının eylemleri olacaktır. Aman dikkat.. Her zaman bir terazimiz olsun. Bu iş ve bu düşünceden Allah celle celaluhu razı olur mu? Böyle bir hedefim var Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in yoluna uyuyor mu bu iş bu düşünce? Buna göre muhasebe yapıp düşünce ve eylemlerimizi buna göre şekillendirirsek hata payımız azalır.. Rabbim her işimizi feraset ve basiretle yapmayı nasip eylesin. Mahrumundan değil makbûlundan eylesin.. 🌹
Burak

Burak

@fikiradami
·
4ay
Bugün düşünülebilenler, yarın yapılabilenler hâline gelir; bugünün idealleri yarının gerçekleridir.
Sayfa 96
Reklam
“zaman aman bilmez bir safsata, insan zaman bilmez bir soytarı.”
Zeytinyağlı yiyemem aman?
Hepimizin bildiği bu türkü, 2 Kasım 1954’te İhsan Kaplayan kaynak gösterilerek Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiştir.Bu çok bilinen türkünün çok ilginç hikayesini anlayabilmek adına öncelikle bilmeniz gereken şey, 2. Dünya Savaşı sonrasında yürürlüğe geçen Marshall Planı’dır. Marshall Planı, 1947’de önerilen, 1948-1951 yılları arasında da
Aman dikkatli olmak lazım!!!
Bir kişi gelmiş Âriflerden bir zâtın huzuruna. Biraz sohbetten nasiplendikten sonra müsaade istemiş. Kalkarken: - "Efendim, bana nasihatınız ne olur?" demiş. O da: - "Evlâdım! Dikkatli ol. Sakın kimse seni Allah'a şikâyet etmesin!" diye tembihte bulunmuş hayat yolcusuna!
Küçüğü, büyüğü, kadını, erkeği yok artık bu işin. Herkes tacize uğruyor, büyük çoğunluk aile baskısı, akrabalar ne der sorunsalı yüzünden susuyor. Susmayanları da zaten ya devlet umursamıyor ya da millet kötülüyor. Eteği neden o kadar kısaymış? O saatte orada ne işi varmış? Neden erkek arkadaşları varmış? Peki söyler misiniz bana Elmalı davasındaki çocuklar ne yapmış olabilir? Etek mi giydiler, kısa mıydı, fazla mı davetkardılar? Herkesin bir olup anlaması gereken tek bir şey var. Sorun tacize uğrayan insanlarda değil, tacize mağruz bırakanlarda. Susmayın, sizi susturmalarına izin vermeyin. "Aman benim başıma gelmez." deyip pervasızca insanları yargılamayın. Bugün bunları yaşayan sizin anneniz, kardeşiniz, sevgiliniz, en yakın arkadaşınız değil fakat yarın olmayacağı ne malum? Siz şerefi haysiyeti yerinde olan "insan" sıfatına layık kişiler olun. Tacize maruz bırakmayın, tacize maruz kalanı ezmeyin!
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.