Bu şehrin çocukları ve Yasinlerin şehadetine inanan binlerce kişi her gün bu mezarlığı ziyaret ettiler, ediyorlar.
Çünkü Yasin ve arkadaşları iman eden, inandığı gibi yaşayan gençlerdi. Bir ailenin, bir mahallenin, bir şehrin aslında tüm insanlığın vicdanıydılar. İyilik eriydiler. Yetim başı okşayanımız, mazluma bayram götürenlerimizdi. Onların kalbindeki merhamet, zulmün kararttığı evlere ışık, zulmün açtığı yaralara merhem oluyordu. Kırıldı mı bir kalp, boyun büktü mü bir çiçek, bayramsız kaldı mı bir mazlum kalbi tutuşurdu onların. Koşmadan duramazlardı. Herhalde tam da bu yüzden kalbi taşlaşmış bu çağa ait değillerdi. Bu yüzden ALLAH, onları cennetine almış, emaneti zayi etmemişti.
Belki kimse inanmayacak ama Yasin her gece geziyor Amed sokaklarında.
İyilik bırakıyor her evin kapısına.
Bir hayvanın başını okşuyor. Süzülüp geçiyor bir ayyaşın, bir günahkârın yanından, kalbine ılık bir merhametle dokunarak yolunu aydınlatıyor. Bu şehri koruyan meleklerle birlikte, koruyor Amed'i. Bir bela anında, bir musibette kanat geriyor bu şehrün üstüne.
Her gece şehrin camilerine uğruyor tek tek...
Kulluk içiyor kana kana... Şehrin kara surlarına konup pırıl pırıl bir ışık saçıyor oradan.
Geleceğini aydınlatıyor bu şehrin. Onu büyüten sokaklardan kandiller yaka yaka süzülüp evinin olduğu sokağa geliyor.
Kimselere görünmeden... Hiç sezdirmeden...
Annesinin babasının özlem dolu kalbine , büzülüyor bir köşeye öylece. Kalıveriyor yamaçlarında.
Onunla eksik kalan herkes ve her şey tamamlanıyor, onun sıcaklığıyla kalpleri ısınıyor. İşte o zaman bir ev yuvaya dönüşüyor.
İhanet, masalları unutmakla mı başlar?
Yazımızı İkbal'in vefatından yaklaşık yarım saat önce okuduğu son rubaisi ile tamamlayalım:
"Surûr-i refte bâz âyed ki nâyed?
Nesimi ez Hicâz âyed ki nâyed?
Ser ämed rûzîgâr-i în fakiri
Diger dânâ-i râz âyed ki nâyed?
Geçip giden nağmeler geri gelir mi, gelmez mi?
Hicaz semtinden tatlı bir rüzgar eser mi, esmez mi?
Bu fakirin devri sona erdi
Bir daha bu öleme sırra vakıf insan gelir mi, gelmez mi? "
Doç. Dr. Ahmet ALBAYRAK
Nisan 2009
Sayfa 11 - KARBON KİTAPLAR - 1.BASIMKitabı okudu
Geometri dersini delicesine seven
Bir öğrenci gibi memleketimi seviyorum. Amed (Diyarbakır) hiç kimsenin gücünün kirletilmeye yetmeyeceği bir sevda ile seni seviyorum🌸🍃🎸
Bana dindar demeyeceklerse ne anlamı kalır
Ezidiler için ibadet gözlerden saklı yapılması gereken mahrem bir şeydir; başkalarının gözlerine sergilenen bir gösterişe dönüşmez.
AMED
Narlara ilişkin serüvenimin ikinci durağı Diyarbakır'dı. Diyarbakır... işlenmiş taşlarla yapılmış uzun surları, yüksek burçlarıyla ünlü, Hurri, Mitani, Asur, Urartu, Med, Pers, Roma, Bizans, Islam ve Osmanlı uygarlıklarına merkez olmuş bu büyülü kenti nasıl anlatsam?
