"Ama yola koyulacaksan muhakkak ihtiyaç duyacağın iki şey var."
"Neymiş onlar?"
Roger trafik ışıklarında dururken bana gülümsedi. "Abur cuburlar ve şarkılar," dedi. "Bu sırayla olması gerekmez tabii."
“Yarın daha güzel olacak.”
“Peki ya olmazsa?”
“O zaman yarın da aynı şeyi söylersin. Çünkü öyle olabilir. Bilemezsin ya, öyle değil mi? Bir gün gelecek, yarın daha güzel olacak.”
Gayet güzel, içten bir kitaptı. Başlarda Amy'ye biraz gıcık oldum ama sonra toparladı. Kitabı okurken sizde karakterlerle birlikte yolculuk yapıyorsunuz. Kitaptaki fotoğraflara, şarkı listelerine, fişlerine bayıldım. Bu ayrıntılar kitabın gerçek olduğu hissini veriyor size. Amy'nin yavaş yavaş kendine gelip kabuğunu kırmasını okumayı sevdim. Sorunlarını yavaş yavaş aştı. Ama sonu çok açık bitmişti bana göre. Roger'la olan ilişkisinin muğlakta kalmasını anlıyorum ama annesiyle olan konuşmasını keşke okuyabilseydik. O kısımlar biraz kapalı kalmıştı bana göre. Kitaba bir trajediyle başlamış olsakta devamında bunun sürekli gözümüze sokmuyor yazar. Gerekli yerlerde karşımıza çıkıyor. Amy'nin acısını da hissedebiliyorsunuz. Her şeyden azar azar olan güzel bir kitaptı.