Mutluluk geçici olanda değil, her dâim güzel olanda, her dâim solmayanda. O’nu bulup, O’nu temâşâ ettiğin zaman Allah’ın mahlûkâtına, o gözle bakarsın. Güzel olan dışsal olarak bozulmaya başlasa da onda bulunan iç güzelliği temâşâ etmeye devam edersin.
“Aynı dili konuşanlar değil aynı gönlü paylaşanlar daha iyi anlaşır…”
Reklam
“Senin bedenin mâbedindir, onun içindeyken yaparsın bana ibâdetini.” diyor Tanrı. Beden sembolizmi bizde câmi olarak görülüyor, câminin kendisini, duvarlarını yalasan da bir şey olmaz. Girip ibâdet edersen bir anlam kazanır. Beden, salt beden olarak bir şey ifâde etmez; onun içindeyken ilâhî olanı, rûhî olanı anlarsan bir anlamı olur hayatının.
Din her şeyden önce şahsî tekâmülü gözetir. Fakat günümüzde mânevî tekâmül unutulmuş. Sloganvari şeylere sahip olanlar Müslüman olarak tanımlanmıştır. Öyle bir Müslüman genç profili çıkmıştır ki ortaya, çok radikal söylemlere sahiptir, fakat ne ibâdeti vardır ne de riyâzatı. İslâm onda yalnızca politik bir teoridir.
Bilmeyene öğretirler ama “Ben biliyorum.” diyene kimse yardımcı olamaz.
Din sâdece kurallar demek değildir. “Elbette kuralları inkâr etmiyoruz; ama kanunların bir rûhu var, özü var; rûhu ihyâ etmeliyiz.”
Reklam
620 öğeden 491 ile 500 arasındakiler gösteriliyor.