"Türkiye için ne yapmalı?" sorusuna çok geniş cevaplar vermek mümkündür. Aslında, her vatandaşın "Türkiye için ne yapmalı?" yerine "Türkiye için ne yapmalıyım?" diye düşünmesini sağlamak, sihirli bir anahtar gibi bütün kilitli kapıları açacaktır. Çünkü ilk soruda, kimin yapacağı sorulmamaktadır. "Ben yapmalıyım"ı ise ancak bağımsızlık bilinci sağlayabilir.
Av. Arslan Bulut - ÖNCELİK: BAĞIMSIZLIK BİLİNCİNİ YEDİDEN YETMİŞE HAKİM KILMAK
Sayfa 28Kitabı okudu
Allah Teala ile olan alakamızı, insanlar olarak kendi aramızdaki alakaya benzetemeyiz. Biz bir iki sabreder, sonra kabul etmeyiz ama Allah Teala öyle değildir. O samimi olduktan sonra her tövbeyi kabul eder.
Bir düşünün, kim vakti geçmeden Allah'a döndü de Allah Teala onu kabul etmedi ?
Sen kendini tamamen ilme vermedikçe ilim sana bir parçasını bile vermez.
Bülbül gibi Kur'an okuyup, karga gibi İslam yaşama zilleti bir bulut gibi üzerimizde dolaşmaktadır.
Iş başı düşmüştür sorumluluktan Kaçmak için kimsenin geçerli Mazereti yoktur çaba göstermek zorunludur ve yapabilecek ve gösterebilecek çabanın anahtar sorusu şudur Ben ne yapıyorum 3 kelimeden oluşan bu soru Her üç kelimenin de ortaklaşa yüklendikleri 3 evrede ele alınmalıdır
Ben ne yapıyorum Benim İçin hasmamın yandaşımın karşımda veya çevrende
Sayfa 56Kitabı okudu
Ergenlik çağı bir yandan erkeklik veya kadınlık sürecini gösterirken bir yandan da Allah'ın katında sorumluluk sürecinin başladığını göstermektedir.
Haramdan elde edilen bir paranın girdiği mideye ateş girmiştir.
Bize göre değil, genel kurallara göre davranmaya alışırsak, sıkıntısız ve sorunsuz bir hayat yaşarız.
Müslüman, sözlerinin hesabını vereceğine iman etmiştir. Ağzımızdan çıkan kelimeler, ikinci bir mümini rencide ederse bu bir nevi kul hakkı olur.
Bazı zorlukları bahane edip etmediğimizi ise Allah zaten biliyor. Önemli olan bizim samimi niyetlerimiz, İçten gelen arzularımızdır.
Allah Teâlâ ile olan alakamızı insanlar olarak kendi aramızdaki alakaya benzetemeyiz. Biz bir iki sabreder sonra kabul etmeyiz. Ama Allah Teâlâ öyle değildir. O, samimi olduktan sonra her tövbeyi kabul eder.
Bir düşünün, kim vakti geçmeden Allah’a döndü de Allah Teâlâ onu kabul etmedi ?
Sabır, kulluğun en hassas ayarlarından biridir.
Dış gözle bakıldığında bid'at, İslam'a hizmet ihtiva eden ve reddedilmeyecek güzellikler de içerebilir. Buna rağmen kulların güzel görmesi, o güzelliği gönderen Allah'ın unuttuğu gibi bir anlamı çağrıştırması 'tamamlanmış din' anlayışıyla çelişir.
Mesele helallik meselesi olunca miligram bile çok ağırdır. Allah'ın terazisi, kıldan inceyi, zerreden hafifi tartmaktadır.
Alkolik bir insanla arkadaş olmaya, onunla yolculuğa tavır koyduğumuz gibi, yalan konuşanlara karşı da tavrımız olmalıdır. Yalan konuşmaktan ve yalan konuşanla bir arada olmaktan kesinlikle kaçınırız. Çünkü yalan da nihayetinde sigara gibi bulaşıcıdır.