ANAΓKH
Yunanca’da ‘önüne geçilemez kader’ anlamına gelen bu kavram, bu altı yüz elli küsür sayfalık başyapıtın, fitilini ateşleyen kıvılcımın ta kendisi.
Sözcük; bizzat Victor Hugo tarafından farkedilmiş, bakımsız hali insanda merhamet uyandıracak saygınlıkta bir kilisenin; belli ki Ortaçağ’da haksız yere yargılanıp katledilmiş günahsız bir
Merhaba, kitapla ilgili düşüncelerime başlamadan önce bunun bir İNCELEME DEĞİL ( çünkü bu yetkinlikte olduğumu düşünmüyorum ) kitaba dair hislerimi, düşüncelerimi açıklayacak bir yazı olduğunu belirtmek isterim. Çünkü inceleme bence daha başka bir kavram.
Kitabın ilk sayfasında kulelerden birinin karanlık bir köşesinde duvara kazınmış şu
Victor Hugo
Okuduğum en güzel kitaplar arasına giren bir başyapıt: Notre Dame'ın Kamburu.
Notre Dame’ın Kamburu (orijinal ismi: Notre Dame de Paris) Victor Hugo tarafından yazılan 1831 tarihli romanıdır. Notre Dame’ın Kamburu romantik edebiyatın en güzel örneklerinden biridir. Trajedi içeren bir aşk hikayesidir. Eserde Victor Hugo’nun eşsiz
Notre Dame’ın Kamburu
▪︎Dostluk nedir, biliyor musunuz? diye sordu.
- Evet, diye yanıtladı Çingene kızı; kardeş gibi olmaktır, tıpkı elin iki parmağı gibi iç içe geçmeden birbirlerine dokunan iki ruh gibi.
▪︎Darağacı bir kefesinde bir insanın, diğer kefesinde tüm dünyanın yer aldığı bir terazidir...
▪︎Ah! Isteseydin!.. Ah! Ne kadar mutlu
12.yy’da inşaatına başlanan ve 200 yıldan fazla sürede tamamlanan dev Notre Dame Katedrali’ni, Paris şehir planlamacıları bakımsızlığından ötürü 19.yy’da yıkmak istiyorlar. Victor Hugo, halkın ilgisini buraya çekmek ve katedralin yenilenmesini sağlamak amacıyla 6 ayda, 11 kitaptan oluşan, Türkçesi 650 sayfalık bu romanı yazıyor. Başarılı da
Victor Hugo, kitabın başında Notre Dame katedralinde gördüğü daha sonra silinmiş olan bir kelimeden bahsediyor ve hatta kitabın bu sözcük adına kaleme alındığını söylüyor: ANAΓKH..
Ve sonrasında başlıyor roman. Gerek film gerek çizgi film olarak uyarlanan kitabın konusunu herkes az ya da çok biliyordur. Konusuna ek olarak yazarın henüz 29 yaşında yazdığı eserdeki mimari, felsefi, tarihi bilgisine, betimleme gücüne şaşırmamak elde değil. Tek zorlandığım kısım Paris'i anlattığı bölümdü. Onun dışında kitabı elden bırakmak zor oluyor. Peki yazarın en başta yazdığı kelime ne derseniz: KADER.. Tabi bunu okuyunca hemen aklıma Zeki Demirkubuz'un ''Kader'' filmi geldi. Hastalıklı bir tutkuya dönüşmüş, insanın hayatını, kurulu düzenini mahveden bir -tek taraflı aşk-. Acaba Zeki Demirkubuz bu kitabı okuyup mu böyle bir filmi çekmeyi düşündü yoksa tutkulu bir aşkın getirdikleri bir kader mi? diye düşünmeden edemiyor insan. Okumadıysanız mutlaka okuyun arkasından da filmi izleyin derim..
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,7bin okunma