Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
"Bir erkeğe, bir kadının ölüsünü koskoca bir dağdan aşağı sürükleten sevgi, nasıl bir sevgidir ki?"
Bir adam düşünün iki yıl evli kaldığı karısını kaybettikten sonra onu gömmek için bir başına çetin şartları aşmak, dağları geçmek zorunda kalıyor. Yolculuk sırasında geçen yılların hesaplaşması, geleceğin belirsizliği, yolda karşılaşılan
Bu sitede az okunduğu için gizli kalmış bir baş yapıt dersek abartmış olmayız. Kitap bendeki kopyasında 7.Basımı yaptığına göre çok ilgi görmüş yazar. Görmekte de çok haklı. Yalınlığıyla derinden etkileyen bir öyküsü var. Yavaş yavaş okudum sindire sindire severim böyle güzel kitapları yavaş okumayı her ne kadar hemen bu gece bunu bitirmeyelim heyecanına kapılsam da dur dedim kendime tadını daha çok almalıyım. Hikayenin içine daha çok girmeliyim dedim. Bu yüzden 4 gün sürdü 128 sayfalık bu baş yapıt. Konuya gelecek olursak;
Kabrero, karısı ölünce onu bir tabuta koyup, dağlardan ve geçitlerden aşırarak tekrar köye inmek için, bir yolculuğa koyulur. Yolda başına gelenleri burada anlatamam :) Ancak beni o kadar etkiledi ki, bu hikayenin gerçek olduğu hissine kapıldım bir an için. Kitap beni içine kolumdan tutup alıverdi. Bir baktım ki, çölün ortasındayım. Kabrero matarasından tekila içiyor. Ağzını silip, derin bir oh çekiyor. Etrafından başkaları da var. Kim bunlar peki? Bu yolculuğun sonunda bu durum onu ne hallere düşürecek? Kabrero bir deli mi yoksa? Kabrero'nun bir de abisi var. Köye onun yanına gidiyor. Diyorum ve burada bu güzel hikayenin tadını kaçırmamak için sözlerimi bitiriyorum. Kitap en sevdiğim kitaplar listesine çoktan girdi. Siz belki beğenmeyebilirsiniz ama ben bu kitabı gerçekten çok çarpıcı ve güzel buldum. Keyifli okumalar. :)
Ek: Yazarın diğer kitabı a time soldier Türkçeye geldiği an kitapçının yolunu tutacağım. :)) Küçük bir bilgi daha yazara ulaşmak mümkün değil. Gizli kalmak istediğini düşünüyorum. Niye böyle bir şey yapıyor onu da kestirmek zor.
128 syf.
7/10 puan verdi
“Yat sevgilim. Kıpırdama. Yat bir tanem. Seni içime gömdüm.”
İnsan olmak ne kadar da zormuş meğer. Yaşarken anlıyorsun biraz ama ölü bedeninin çekeceği zorlukları hiç düşünemiyorsun. Yahu ölmüşsün, bunun ırkı, dini mi kalır? Ölüsün, sadece bir ölü! Ruhun bedeninden çekip gitmiş...
İnsan inanışları doğrultusunda birilerine hesap vermek zorunda
Aşkı, dilinin ucunda bir acı gibi durur, konuşma duyusunu köreltirdi. Çünkü benliğinin tam ortasında açılmış bir yarayı andıran bu aşk, dünyadaki hiçbir sözcükle anlatılmazdi"
Andrew jolly
"Seni kalbime gömdüm"
Sevgiye ve hayata dair birçok şey bulabileceğiniz bir kitap.Beni olay örgüsünden ayrı olarak ektileyen yönü,yazarının hakkında pek bilgi sahibi olunmaması, kendisinin 'Hayalet Yazar' olarak bilinmesi oldu.Kitap oldukça yalın ve akıcı bir dille yazıldığı için okuyanı yormuyor.Bi nevi dinlendirici diyebiliriz.
SPOİ İÇERİYOR...
'Seni İçime Gömdüm' adından da anlaşılabileceği gibi sevginin,anıların kalbe gömüldüğü ve orada muhafaza edildiği bir öyküdür.Ancak bildiğimiz aşkın kalbe gömülmesi değildir bu.Sadece sevgi ve birlikte geçirilen zaman değil,bunlarla birlikte sevdiği kişinin bedenini de kalbine gömmüştür kahraman.
Irkçılığın kol gezdiği Meksika'da yaşayan Kabrero,bir Kızılderili kıza aşık olur.Onca ötekileştirilmeye rağmen onunla evlenir.Ancak eşi hastadır ve ölür.Ne yazıkki bu ayrımcılık ve kimlik arayışı sorunu Kabrero'nun çok sevdiği eşinin ölü bedenine de uygulanır.Onu bir yere gömebilmek için dağ,tepe aşar ama istediği sonuca ulaşamaz.Kabrero,kitabın en can alıcı cümlesi olan son cümlesi; "Yat sevgilim.Kıpırdama.Yat bir tanem.Seni içime gömdüm."ile hem sevgisini hem de sevdiği bedeni içine gömer...
İyi ki yeniden okumuşum dediğim bir kitap oldu, konusunu tamamen unutmuştum..ve ilk kez bir kitabı ikinci kez okudum, tadı bir başka oluyormuş cidden..
Kitapların arka kapaklarını okumak adetim değildir, ama bu kitabı iki kez okuduğumdan bir göz attım ilk satırlar şöyle: Bazı kitapların özel tiryakileri olur. 'Seni İçime Gömdüm' bu tür kitaplardan.. diyor.
Kızılderili karısı ölen bir Meksikalının, onu gömebilmek uğruna çıktığı zorlu yolculuğu ve hazin, hüzünlü sonu anlatıyor kitap..Sevgiden ürken, korkan insanlara rağmen, bize sevgi uğruna, yapayalnız ve tutkuyla nasıl dimdik ayakta durulabileceğini anlatıyor bu kısa hikaye..Bir kimlik arayışına dönüşüyor tüm satırlar.. Tomris Uyar'ın çevirisiyle macera dolu, heyecanlı ve bir o kadar da hüzünlü bir yolculuk okumak istiyorsanız, şiddetle tavsiye ederim..Eski bir kitap, umarım piyasada bulabilirsiniz..
Sevgili Metin Nart ile merhabalaşmamız sosyal medyada alıntılarını paylaştığım kitaplardan biri olan ve esrarengiz birlikte yazar olan Andrew Jolly ile başladı. Açıkçası Metin Nart'ın bir kitabı olduğundan bihaberdim. Zellenbur'un Sıradan Bir Günü kitabı daha önce karşıma çıktıysa da ilgilenmediğimi itiraf ederim.
Andrew Jolly'nin
·
Puan vermedi
Aşkı, dilinin ucunda bir acı gibi durur, konuşma duyusunu köreltirdi. Çünkü benliğinin tam ortasında açılmış bir yarayı andıran bu aşk, dünyadaki hiçbir sözcükle anlatılamazdı." Andrew Jolly "Seni kalbime gömdüm"