Türk halkının adı sanı yok olmasın diye, babam hakanı (ve) annem hatunu yüceltmiş olan Tanrı, devlet veren Tanrı, Türk halkı(nın) adı sanı yok olmasın diye, beni o Tanrı
(KT D26) hakan (olarak tahta) oturttu, hiç şüphesiz. (Ben) hiç de zengin ve müreffeh (bir) halk üzerine hükümdar olmadım. (Tam tersine) karnı aç, sırtı çıplak, yoksul ve sefil (bir) halk üzerine hükümdar oldum. Kardeşim Kül Tigin ile konuşup anlaştık. Babamızın, amcamızın kazanmış oldukları halkın adı sanı yok olmasın
(KT D27) diye, Türk halkı için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Kardeşim Kül Tigin ile, iki Şad ile (birlikte) ölesiye yitesiye çalıştım, çabaladım. Öylece çalışıp çabalayıp birleşik halkı ateş (ile) su (gibi birbirilerine düşman) etmedim.
Baya sancılı bir sürece senin eve gidip
iletişim kopukluğu da eklenince ben ciddi anlamda çöktüm.
Evet öyle olmuştu..
taa ki bugün senle uzun uzun konuluşup, sohbetinin içimi ısıttığını hissedinceye kadar..
O kadar iyi geldin ki anlatamam :))
Senle konuşunca halledemeyeceğimiz bir şey yok biliyorsun demi efendim..
Gene iki yüreği güzel olarak senle anlaştık ve cidden mutlu oldum ben.
Akşamında da konuştuk senle ve resmen bitkisel hayattan normale dönüş gibi bir şey oldu bana. Aramızda km cinsinden mesafe var ama Seni yanıbaşımda hissediyorum..
Gideceğini bileydim sana sarılmak isterdim demiştim yA, vallahi sımsıkı hemde 🙈🙈o kadar çok isterdim ki .. Ama inşallah böylesi daha hayırlı oldu. dünyanın en zarif en içten dokunuşu gerçekleşti.. üstelik benim omzuma.. öyle bir dokunuş ki haya üstüne haya edilmiş halde bir dokunuş.. Bu demin İnsanları bilmez öyle bir dokunuşu. O dokunuş iÇin seni dışardan gözlemlemem ayları ve sana içimi bir nebze olsun anlatmam ise bir o kadar (aylar) geçirdim.. Sabrettim .. Dua ettim.. Ve tabikiside (sen şimdi dersin tabikiside değil o, tabikisi diye) çaba gösterdim emek verdim.. inşallah dediklerimde hemfikirizdir.:)) Hem sevgi emek ister öğretmenim ve sen benim emeğimsin🙈🙈
işte bunları konuşunca daha evvel de omzuma dokunduğunu dile getirdin. Evet tebessüm etmiştim:)) Çünkü bu soradan bir dokunuş değil.. Yüreği güzel kendisi güzel bir öğretmenin içten dokunuşu:)) (işini de biliyor he , gönlümü nasıl alacağı konusunda Pek zorlanmıyor.)
“Portuga!”
“Hı.”
“Küfretmem hiç hoşuna gitmiyor mu?”
“Kesinlikle gitmiyor.”
“Tamam o zaman, eğer ki ölmezsem, sana söz veriyorum bir daha küfretmeyeceğim.”
“Pekala, anlaştık. İyi de bu ölme fikri nereden çıktı şimdi?”
“Birazdan anlatırım.”
m.youtube.com/watch?v=-aW8x1j...
Hayat bazen öyle insafsız ki
Küçük bir boşluğunda yakalar
Hissettirmez en zayıf anında
Seni ta yüreğinden yaralar
Ellerin kolların bağlansa da
-“Dünyayı iyi edebiyatın kurtaracağında
anlaştık, çünkü edebiyatın, çıldıran insanlığın yüzüne tutulabilecek tek ayna olduğuna inanıyoruz.”
-“Ben olsam insanlık gibi büyük sözleri kullanırken biraz daha dikkatli davranırdım. Zaten romanınıza karşı çıkmamdaki temel nokta da bu; iyi yazarlar insanlığı değil insanları, daha çok da kendilerini anlatır; yazdıklarının insanlığı temsil edip
etmediğine ise başkaları karar verir; daha çok da okurları."
Hayat bazen öyle insafsız ki
Küçük bir boşluğunda yakalar
Hissettirmez en zayıf anında
Seni ta yüreğinden yaralar
Ellerin kolların bağlansa da
Başında kasırgalar kopsa da
Sen tüm gücünle karsı koysan da
Seni acımasız sevdaya atsalar
Sen de benim kadar gerçekleri görüyorsun
Beraber olamayız benim gibi biliyorsun
Bir başka dünyanın insanısın yavrucağım
Sen kendi dünyanın toprağında büyüyorsun
Haklısın biraz geç karşılaştık
Oysa hic konuşmadan anlaştık
Bazı şeyler var ki söylenmiyor
Biz senle sözleri susarak aştık
İnsan acılarla kıvransa da
Ve o aşkta bir daha doğsa da
Dünyasını yeniden kursa da
Düşlerle gerçekler ayrı ayrı yaşar
Sezen Aksu (biliyorsun)