#türkiyeninmaarifdavası
maarif= bilgi ve eğitim kelimeleri ile günümüzde çok da kullanılmayan ama bir zamanlar çok demeyelimde hayatın tam da hedef noktasının 12 yani maarif alanın dava düzlemindeki önemi ile göz göze geliyoruz.
Osmanlı döneminde Maarif Nazırlığı olarak kabul edilen günümüzde Milli Eğitim Bakanlığı olarak adlandırılan kurum
Ulan sevmek suçmu sevdim be ne yaptım sevmek suçsa olim ben lan hele onu sevmek suçsa gelsinler beni öldürsünler beni onu gördükçe paramparça darmadağın oluyorum. Vazgeçemiyorum olmuyor anlatabiliyormuyum bilmiyorum ama onu çok ama çok diyorum çok geç olsada bana gelsin diye bekliyorum geleceğini bilsem 10 senede beklerim 15 sene de 20 senede beklerim ama gelmiyor gelmicek asla gelmicek imkansız. O bana gelse varya dünyaları veririm o gelsin yeter herşey ondan ibaret benim için ben sadece onu bu kadar çok sevdim nie unutamıyorum nie lan nie ne var amk bunda. Unutamıyorum, unutamayan kalbimi sikim hayatımı sikim yoruldum ben onu sevmekten değil ama onun beni anlamaması dan yoruldum. Anlasa gelse yemin ederim tamam dicem ama yok ne anlıyor ne geliyor ikisininde yapmıyor ya gelsin ben onu istiyorum vallaha bak ondan başkasını sevemem bunun farkına vardım ben artık dayanamıyorum ben knk vallaha bak olmuyor ben onu galiba ölene kadar sevicem ya onla sevicem ya da tke başıma onu sevicem (panoda gördüm)
Aydın pedagogun kaygısı şudur: Çocuk anladı mı? Anlamamis. Öyleyse ona açıklamanın yeni yollarını, ilkece daha titiz ve biçimce daha çekici yollarını bulacak, anlayıp anlamadığım doğrulayacağım.