“Hayatımıza aldığımız her insan bize gökyüzünü gösteren o pencere olabilmeli. Çünkü bu hayat bana; birisinin durduk yere nefesini kesen derdi değil, nefessiz kaldığında hayata tutunmak için koştuğu pencere olmak gerektiğini öğretti. İnsan insana, her şeyden önce nefes veren o pencere olabilmeli. İnsan insana, dost, anne, baba, arkadaş ya da sevgili olmadan önce, nefes aldığı o pencere olabilmeli. Diğerleri zaten bir şekilde hayatın içinde edinilen kimlikler.
Zor olan, gitsem de yanında biraz soluklansam denilen o kişi olabilmek.