Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
*NAMAZDA KADININ RUKÛSU ERKEĞİN RUKÛSU GİBİ OLMALIDIR* Namazda rükû için beli tam olarak eğmek, eller ile dizleri kavramak, baş ile sırtı aynı hizada tutmak hususunda *erkek ile kadın arasında hiçbir farklılık yoktur.* *“Kadın rükûya tam olarak eğilmez”* diye bir hüküm ne Kur’ân’da, ne sünnette ne de sahâbe kelâmında vardır. Selef’ten bazılarından sadece, tesettürüne bir halel gelmemesi için kadının namazda erkeğe göre daha derli toplu durması tavsiyesi rivâyet edilmiştir. Bundan yola çıkarak “kadın rükûda tam eğilmez” demek bâtıl bir görüştür. Annelerimize, kız kardeşlerimize, eşlerimize öğretelim. Namazda rükûya tam olarak eğilsinler, elleri ile dizlerini kavrasınlar, sırtlarını düzlesinler, başlarını sırtları ile aynı hizâda tutsunlar. Soranlara peygamberimiz hanımlarına da erkeklere de böyle öğretti, desinler. *Aksini iddia edenden ve “Hayır! Kadınlara azcık eğilir” diyenden delîl istesinler.*
”Cennet annelerin ayakları altındadır.”
”Cennet annelerin ayakları altındadır.” Dünyaya yeni gelen bebekler bir Fıtrat üzerine dünyaya gelirler.Fıtrat bir özdür aslında kişide bulunan duygu hamurudur ve tam anlamıyla bir derya denizdir.Bu hamuru hep yanımızda taşırız emeklerken yürürken hatta koşarken bile.Peki bu hamur bizde neden var?Neden her yere giderken yanımızda taşıyoruz?Bize
Reklam
Cennet annelerin ayakları altındadır
Dünyaya yeni gelen bebekler bir Fıtrat üzerine dünyaya gelirler.Fıtrat onların hamurunda Allah sevgisi şefkat ve merhamet duyguları barındırmasıdır bundan dolayı küçük çocuklar hem merhametli hem dünya tatlısıdırlar ya.İşte bu fıtrat küçük bebeklerin bir ömür yol arkadaşı olacaktır onun iyi yoğurulması ve rahmetin yolunu yani merhamet ve şefkatin yolunu bulması gereklidir işte bu noktadan sonra Fıtrat hamurunun şekillenmesinde en etkili olan 1. Şahıslar Ailelerdir bundan dolayı deriz ya İslamiyet önce evlerde kurulur sonrasında Allah sokaklarda kurulmasını nasip eder. İslamiyetin evlerde kurulmasında en önemli en etkili kişiler ise annelerdir.Anneler yavrularının her anında ilk gülüşlerinden ilk ağlayışlarına ilk emekleyişinden ilk yürüyüşüne ilk anne diyişine kadar hep yanımızdadırlar.Fıtratımızdaki merhamet ve şefkatin ortaya çıkarılmasında bize yol gösterirler küçücük bir bebeğin küçücük bir kediye duyduğu sevgiyi düşünün veya bebeklerin içimizi ısıtan güzel gülüşlerini annelerimiz bize ilk sözcüklerimizi öğrettiği gibi ilk Allah ismini söylememize yardımcı olurlar.Allah ismine hemen sevgi ve şefkatle sımsıkı sarılılar çünkü içlerinde onların fıtratlarındaki en özel en güzel duygu olan Allah sevgisini barındırırlar.İşte Fıtrat hamurunun yoğurulması güzel adımın öncüleri olan annelerimizin İslamiyette yeri çok özel ve bir o kadar değerlidir. İşte güzeller güzeli annelerimize verilen değerin en güzel ve en değerli karşılıklarından birini Alemlere Rahmet Peygamber Efendimiz (sav) hadisi şerifindeki şu güzel sözle anlıyoruz :”Cennet annelerin ayakları altındadır.”
“28 şubat 1997. Beraberinde getirdikleri sebebiyle dışlamalar, acılar ve haksızlıklar günü. Kendisine örtüsünü muhafaza ederek eğitim alma hakkı bile verilmeyen kız kardeşlerimize, annelerimize ve bizzat kendimize yapılan zulmü unutturmayalım olur mu? Üniversite eğitimi almak isteyen baş örtülü kadınları örtülerini çıkarmaya ikna etmeyi amaçlayan ikna odalarını, sağlık karnesinde örtüsüz ve saçlı fotoğrafı olmadığı için geciken tedavisi sebebiyle vefat eden Medine teyzeyi, kendisine ‘kes sesini, konuşmaya hakkın yok’ denilen okul birincisini… devam edeyim mi? Ecevit’in, baş örtülü Merve Kavakçı’ya meclis kürsüsünden seslenerek ‘bu hanıma haddini bildiriniz.’ dediğini, Bahçeli’nin ‘çağdaş olmayan kıyafete izin yok.’ dediğini, Kılıçdaroğlu’nun ‘örtü bir metrekarelik bez parçası.’ dediğini, Akşener’in ‘MGK kararlarına ben de imza attım. 28 şubat uygulanacak, başka yolu yok.’ dediğini… türetebilirsiniz, di’mi? Keşke türetemeyecek olsanız, keşke türetemeyecek olsak. Ben baş örtülü kadın ve baş örtüsüz kadın ayrımı ile üniversite eğitiminden yoksun bırakılan, ortaokul ve lise eğitimi aldığı sırada okula girerken başını açmak zorunda kalan, kamuda baş örtüsü ile çalışma hakkı elinden alınan kız kardeşlerimi unutmak ve unutturmak istemiyorum. Lütfen kimseye kinlenmeyelim ama bu göz yaşlarını, bu eşitsizliği unutmayalım. Çünkü unuttuğumuz an tarih tekerrür eder.”
Hazreti. Hatice (radıyallahu anha) annemizden örnekler veriyorlar. Sayın:
Abdurrahman Dilipak
Abdurrahman Dilipak
’ta bir sohbette bu konuya değinerek. Hazreti. Hatice annemizde ticaretle ilgilendi demişti. O zamanlar neyin ne olduğunu bilmediğim için tam anlamıyla. Bu nefsimin hoşuna gitmişti kendine uygun fetva bulmuştu diyelim. Gelin görün ki işin aslı öyle değil. Annemiz tek başıyla ticaretle uğraşmamıştır. Efendimizle (Sallallahu aleyhi veselem) ile evlenene kadar yanında çalıştırdığı biriyle bu işleri yürütmüştür. O kişiyle de perde arkasından konuşurdu yani meramını anlatacak kadar dediğini hatırlıyorum bir hocanın daha sonra Efendimizle (Sallallahu aleyhi vesellem) ile evlenince annemiz işleri O’na devretti. Yani Müslüman kadın her sahada olmalı, mahremiyetin dikkat edilmediği yerlerde de bulunmalı gibi tuhaf bir anlayışa sahip olanlar annemizi öne sürerek o da ticaret yapmıştı gibi bir anlayışı savunuyorlar. Bu doğru değil. Eğer annelerimizin örnek davranışlarını alacaksak Rabbimizin, annelerimize hitab ederek aslında bütün Müslüman kadınlara emrettiği ayeti kerimeler nazil olunca “işittik ve itaat ettik” teslimiyetini örnek alsınlar, alalım.
Annelerimize ev işlerinde yardımcı oluyoruz..🧹🧼
Reklam
240 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.