Öncelikle sonunda ağlamaktan ciğerimin solduğunu, bir anne olarak kendimi onun yerine koyduğum için üzüntüden migren ağrıları çektiğimi belirtmek isterim Yazarımız @kristinhannahauthor o duyguları, yaşanılanları öyle güzel betimleyip, kurgulamış ki bir sonraki sayfada ne olacak diye düşünmekten bırakamıyorsunuz kitabı.
Tully ile Kate aynı yaşta iki genç kız. Yaşları aynı olsa da hem yaşama şekilleri hem de karakterleri çok farklı. Tully, babasını hiç tanımamış, annesi tarafından terk edilmiş ve anneannesi tarafından büyütülen; kendine güveni yüksek ve okulda popüler bir kız. Kate, kendine güveni olmayan, arkadaş bulmakta çok zorlanan ama mükemmel bir ailesi olan bir kız. Hayat bu iki zıt karakteri öyle bir zamanda tanıştırıyor ki, onlar bundan sonra TullyileKate dir. Ateşböceği Yolu’nda daha 14 yaşındayken ebediyete kadar dost kalacaklarına söz vermişlerdi. 30 yıllık dostluk onlarınki. Ta ki…
Genelde Tully’ye bencillikleri için sinir olsam da onu da anlıyorum. Öyle bir şekilde büyümüş ki belki de böyle davranarak kendine kalkan oluşturuyor diye düşündüm. Kate’e de zaman zaman pasifliği yüzünden sinir oldum. Ama bazı şeyler karakter meselesi. Yap demekle yapılmıyor. Dostluk, aile ve aşk gibi kavramların çok güzel işlendiği güzel bir kitap olmuş. Ah hele o sonuuuu…. O sonuuuu…