Wosjsbxbcbcncnxnznzbzvzb
@aosjdbxbdjdnsnsn
150 okur puanı
Ekim 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Atatürk'ün tuttuğu not defterleri
Mustafa Kemal'in özel mektupları ve not defterlerinden onun duygusal kişiliğinin izini sürmek mümkün. Aşk acısını da dillendirdiği defterin ilk sayfasında bir şarkıdan şu üç satır yazılı.
"Cevher-i ruhumsun sen ey melek / Hüsnünün meclubuyum şah-ı felek / Çok değil, bir kalbi büyülenmiş eylemek"
Sayfa 129Kitabı okuyor
%22 (125/560)
Okur Takip Önerileri
Enver Paşa'nın Mustafa Kemal hakkındaki görüşleri
Enver'in dostlarına, "Mustafa Kemal haristir, ne verseniz az görür, daha fazlasını ister, kolordu kumandanı yaparsınız, ordu kumandanlığı ister, ordu kumandanı yaparsınız, harbiye nazırlığına talip olur" dediğini aktaran Ali Fuat Cebesoy, "Yalnız aralarındaki geçimsizlik ve rekabete rağmen Mustafa Kemal'in istikbaliyle oynamamıştır" diyor.
Sayfa 124Kitabı okuyor
Asım Gündüz Mustafa Kemal'in imtihanlarda hep sorulara kısa cevaplar verdiğini, bu yüzden eksik not aldığını, okul birincisi olamadığını yazıyor. Onu "biraz uzun yaz" diye her uyarışında, bunun talebelik ve askerlik anlayışı ile ters düştüğünü söylerdi.
Sayfa 109Kitabı okuyor
Atatürk'ün şiirle tanışması
Yeni okulunda Mustafa Kemal'i, en çok Bursa'dan gelen Ömer Naci isimli öğrenci etkilemişti. Bu çocuk ondan okuyacak kitap istemiş, verdiği kitapların hiçbirini beğenmemişti. Mustafa Kemal, "Şiir ve edebiyat olduğuna ben o zaman muttali oldum" diyecekti. Edebiyat alanına keşfe çıkınca şiir, çok cazip görünmüş, güzel konuşan, güzel yazı yazan Ömer Naci fena halde Mustafa Kemal'in aklını çelmişti. "Kitabet hocamız Mehmed Asım imdadıma yetişmeseydi ben de şair olup çıkacaktım" diye anlatırdı. Hocası ona "Bak oğlum Mustafa," demişti, "şiiri filan bırak, bu iş senin iyi bir asker olmana mani olur!"
Sayfa 97Kitabı okuyor
II. Abdülhamid iktidara geldiğinde, imparatorluğu ayakta tutmak için köklü reformlara girişti. Eğitimde son derece iddialı adımlar attı. Rüştiye sayısı on yılda ikiye katlandı; idadi (lise) sayısı da altıdan elli beşe, askeri rüştiyelerin sayısı on beş yıl içinde dokuzdan yirmi bire yükseldi. Fen derslerine ağırlık veren askeri idadiler açıldı. Birbirinden güzel taş okullar inşa edildi. François Georgeon " 'Maarifperver' diye övgülere boğulan Abdülhamid'in, camiden çok okul yaptırdığına kuşku yoktur" diyor. Mustafa'nın okuduğu Selanik Askeri Rüştiyesi ile Manastır Askeri İdadisi yeni eğitim anlayışı ile eğitim veren, pırıl pırıl okullardı.
Sayfa 89Kitabı okuyor
İlk çocukları Fatma'yı bir salgında kaybeden ailenin iki oğlu, Ahmed ile Ömer aynı anda kuşpalazına yakalandılar. (....)
Ahmed ve Ömer hastalıktan kurtulamadılar, arka arkaya öldüler. (...)
Mustafa'nın salgından sapasağlam çıkışı onları yeniden hayata bağlayan mucize oldu. Karı koca sürekli Mustafa'yı gözlemiş, biraz kırıklık duydu mu, yorgun göründü mü hemen hekime koşmuşlardı. Çocukların hayatları pamuk ipliğine bağlıydı. Bu kahredici tehdit hep yaşamlarına yön vermişti.
Sayfa 45Kitabı okuyor
Zübeyde'ye rüyasında sevdalanan Ali Rıza
Ali Rıza Efendi'nin Zübeyde Hanım'a rüyasında sevdalandığı, dillerden düşmeyen bir aile hikâyesiydi. Anlatı şöyleydi: Ali Rıza, rüyasında büyük bir konağın bahçesinde dolaşıyor. Yüksek bir ceviz ağacının altında durmaksızın akan bir suyun yanında duran, altın saçlı, yeşil gözlü, uzun boylu bir genç kız ona bakıyor. Ali Rıza birkaç adım ilerliyor, kız yine olduğu yerde. Tam bu sırada ak sakallı bir adam beliriyor, "Senin kısmetin bu, Ali" diyor.
Sayfa 20Kitabı okuyor
Cilt 2 Sayfa 799
Mutlu olmak korkunç bir şey! İnsan halinden nasıl da memnundur! Bunun kendisi için yeterli olduğuna nasıl da inanır! Yaşamın yanlış hedefi olan mutluluğa yönelirken, gerçek hedef olan sorumluluk nasıl da unutulur.
Cilt 2 Sayfa 781
Bazı olağanüstü durumlarda bir soruyu sorduktan sonra cevabını duymamak için kulaklarımızı kapamak hepimizin başına gelmemiş midir? İnsan özellikle sevdiği zaman bu tür alçaklıkları yapar. Özellikle kendi yaşamımızın bir parçasının da işin içine karıştığı karanlık olayları aşırı kurcalamak doğru değildir.
Cilt 2 Sayfa 777
...her halükârda bu adam vicdanının denetimi altındaydı. Adalet ve iyiliğe doğru bu türden yönelişler sıradan insanlara özgü değildir. Vicdanın uyanışı ruhun yücelişidir.