Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

aporiagogh

Bazı satırlarda kendini bulabilirsin belki sende.
Bir çocuğun zihninde en yaygın etkilerden biri anne veya babanın gerçekleştirdiği aşırı cezalandırma veya suistimal etmeden kaynaklanan baskılama duygusudur.Çocuk bu etkiden kurtulmak için çabalar ve bu çaba kendini bazen psikolojik dışlama tutumuyla belli eder.Bu bağlamda sinirli babaya sahip kız çocuklarının,sinirli erkekleri dışlayan bir ilk kişilik örneği oluşturduğunu görürüz.Aynı durum sert mizaçlı bir anne tarafından baskılanmış erkek çocuklarının kadınları dışlaması olarak da karşımıza çıkar.Bu dışlama tutumu elbette çok çeşitli olarak ifade edilebilir:örneğin çocuk utangaç biri olabilir veya cinsel sapkınlara meyil edebilir(ki bu da kadınları dışlamanın başka bir yoludur).Bu tür sapkınlıklar kalıtsal değildir,çocuğun bu yıllarda çevresini kuşatmış olan etkilerden kaynaklanır.
Reklam
aporiagogh tekrar paylaştı.
Yaşadı­ğımız zaman belli ki insanın kendini açıklamasına yetmiyor.
Sayfa 165Kitabı okudu
aporiagogh tekrar paylaştı.
Kitaplığım benim krallığımdır...
Stefan Zweig
Stefan Zweig

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Rüyalar uyanık halimizde gerçekleştirmek istediğimiz planların ve tutumların duygusal bir provasıdır, ancak gerçek plan asla gerçekleşmeyebilir.
Şımartılmış bir çocuk,hayatın sorunlarıyla kısa sürede karşı karşıya kalır.Okula başladığında, kendini yeni bir sosyal sorunla birleşmiş yeni bir çevrenin içinde bulur.Arkadaşlarıyla beraber yazı yazmak veya onlarla oynamak istemez çünkü deneyimleri onu okulun toplumsal yaaşamına hazırlamamıştır.Aslında ilk kişilik örneği döneminde yaşadığı deneyimler onun böyle durumlarda korkasına ve daha da şımartılmak istemesine yol açar.
Reklam
Sadece cesur,kendine güvenen ve dünyayı evi gibi hisseden insanlar hayatın hem zor hem de güzel yanlarını kendilerinin yararına kullanabilirler.Onlar asla korkmazlar.Zorluklar olduğunu bilirler ancak aynı zamanda bunların üstesinden gelebileceklerinin de bilincindedirler.Hayattaki tüm zorluklara;diğer bir deyişle çok çeşitli sosyal sorumluluklara karşı hazırlıklıdırlar.
KUSURLARIMIZ İLGİLENDİĞİMİZ ALANLAR MIDIR?
Bu bağlantıda keşfedilen ilginç bir bulgu da organlarında bozukluk olan çocukların tüm tecrübelerini kusurlu organının işleviyle ilişkilendirmeleridir.Örneğin; midesiyle ilgili sorunlar yaşayan bir çocuk yemeye fazla düşkün olurken,görme kusuru olan başka bir çocuk da görünür şeylerle daha fazla ilgilidir.Bu üzerine düşme durumu tüm insanları karakterize ettiğinden bahsettiğimiz kişisel algı şeması ile beraberlik içindedir.Böylelikle bir çocuğun ilgisinin kökenini bulabilmek için hangi organında kusur olduğunu anlamamız gerektiğini söyleyebiliriz.
Sadece hayatın hangi yönde ilerlediğini anladığımız vakit ileride atılacak adımları tahmin edebiliriz.
Bir amaç hissinin olmaması durumunda bireysel etkinliklerin hiçbir anlamı bulunmaz.
Ruhun faaliyeti de organik yaşama benzerdir.Her zihin içinde bulunduğu durumun ilerisine gitmek için kurguladığı bir amaç veya ideal taşır,o anki zorlukların ve eksikliklerinin üstesinden gelmek içinse gelecekte ulaşağı somut bir hedef belirler.
Reklam
Yaşam daima ilerlemenin yolunu arar ve yaşama gücü dışarıdan gelen zorluklarla savaşmadan hiçbir zaman teslim olmaz.
Önemli olan bireyin içinde bulunduğu durumu,kişinin bütün eylemleri ve davranışlarının yönünü belirleyen unsur olan yaşam amacını anlamaktır.Bu amaç çeşitli davranışların arkasında gizlenen anlamı ve onları bir bütünün parçası olarak görmemizi mümkün kılar.Ayrıca parçaları bir bütüne ait olarak incelediğimizde daha da iyi bir bütünlük anlayışına sahip olmamız da mümkündür.
BİREYSEL PSİKOLOJİNİN DOĞUŞU
Bireysel psikoloji bilimi,yaşamın o gizemli yaratıcı gücünü anlama,hatta bir taraftaki yenilgiyi başka bir taraftan sağlanan başarıyla telafi etme çabasından doğmuştur ve bu güç kendini geliştirmeye,çabaya ve başarmaya olan tutkuyla belli eder.Bu güç teleolojiktir ve kendini bir amacın peşinde koşmak,bu amaç için bedensel ve ruhsal faaliyetlerin bütününün eşlik etmesi olarak açıklar.Bu yüzden fiziksel hareketleri ve ruhsal durumları bireysel bütünlükten bağımsız olarak incelemek anlamsızdır. Teoloji=Hayatta veya doğadaki olayların daima bir amacı olduğunu savunan görüş.
Büyük Filozof William James,bir bilimin ancak hayatla doğrudan bağlantılı olduğunda gerçek bir bilim olduğunu söylemiştir.Aynı zamanda hayatla doğrudan bağlantılı olan bir bilimin içinde teori ve pratiğin inanılmaz bir bütün oluşturduklarından da bahsedilebilir.Hayat bilimi kendini doğrudan hayatın akışıyla şekillendirdiği için yaşama sanatı halini alır.Bu değerlendirmeler bireysel psikoloji için de geçerlidir.
Alfred Adler'in Hayatından Parçalar
Otto Rank,Max Eitigion gibi önde gelen psikanalistlerin de ana üyelerinden olduğu grup,psikanalitik hareketlerin başlamasını sağlar.Freud ile birlikte Adler başkanlığında Viyana Psikanaliz Topluluğu kurulur.
220 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.