Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Namaz
Namazın aslı her peygamberin şeriatında vardır. Sabah namazının Adem Aleyhisselam'a, öğlen namazının Davud Aleyhisselam'a, ikindi’nin Süleyman Aleyhisselam'a, akşamın Yakup Aleyhisselam'a, yatsının Yunus Aleyhisselam'a farz kılındığı, bu ümmete ise hepsinin toptan meşru olduğu söylenir.
Soru: Kunût duasını bilmeyen bir kimse ne yapar? Cevap: Hanefîlere göre, vitir namazının üçüncü rekâtında kunût yapmak vaciptir. Kunûtta tekbir alınır ve kunut duaları olarak bilinen “Allahümme innâ neste’înuke” ve “Allahümme iyyâke na’büdü” duaları okunur (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, III, 245; Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, I, 249; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 442). Bu duaları bilmeyen kimse ezberlemeye gayret eder; ancak ezberleyinceye kadar “Rabbenâ âtinâ” duasını okur veya üç defa “Allahümmeğfir lî” demekle yetinir. Şâfiî ve Mâlikîlere göre ise, sabah namazının ikinci rekâtında, rükûdan sonra kunût yapılır. Sabah namazında kunût yapmak Şâfiîlere göre sünnet, Mâlikîlere göre ise müstehaptır. Şâfiî veya Mâlikî mezhebine mensup imamın arkasında sabah namazı kılan Hanefî bir kimse, dilerse kunût duasına katılır, dilerse sessizce bekler (Merğînânî, el-Hidâye, II, 32,33).
Reklam
İnsan manzaraları...
"Nazım 1956'da, "Yaşayan her varlığın ölümünü yüreğime indirilmiş bir darbe gibi hissediyorum." diyordu. Yok oluştan, ölümden nefret ediyordu; kendi ölümünden olduğu kadar başkalarının ölümünden de. Şiirleri, onların insan olarak varolduklarına tanıklık etmeyecek olsa, bedenleriyle ve her şeyleriyle yok olup gitme tehlikesiyle karşı karşıya olanların ölümünden de. Yaratılıştan başlayıp son hesap verme gününe kadar dünyaya gelmiş ve gelecek her yüzü, gözünde tek tek, çizgi çizgi canlandırabileceğini söyleyen İbn-Arabi miydi, yoksa Hallac-ı Mansur mu? Nazım, yüzyılımız için biraz buydu işte. Şair, yüzlerimizle, davranışlarımızla, savaşımlarımızla hepimizin yirminci yüzyıldan geçişimizi silinmez bir iz olarak ardında bıraktı."
Soru: Hastalığa Yakalanma Açısından Risk Grubunda Bulunan Kişiler ve Ramazan Orucu Cevap: Ramazan orucunu tutmak, mükellef olan her Müslümanın yerine getirmesi gereken bir farzdır. Mazeretsiz olarak bu orucu terk etmek büyük günahlardandır. Kur’an-ı Kerim’de Ramazan orucunu tutmamayı mubah kılan mazeretlerden biri de hastalıktır. Bakara sûresinin 184. ayeti, hastalık halinde orucun ertelenip sağlığa kavuşulan diğer günlerde kaza edilebileceğine izin vermiş, artık hiç güç yetiremez hale gelinir ise tutulamayan oruçların fidyelerinin verilmesi gerektiğini belirtmiştir. İslam âlimleri, tutulması halinde hasta olunması veya hastalığın artması yahut uzaması ihtimali varsa onun da bu kapsama dâhil olduğunu ve bu durumda orucun ertelenebileceğini söylemişlerdir (bk. Sahnûn, el-Müdevvene, I, 278-279; Şîrâzî, el-Mühezzeb, I, 328; İbn Kudâme, el-Kâfî, I, 433-434; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 404). Dolayısıyla oruç tutması hâlinde hasta olacağı doktor tarafından bildirilen kimse de hasta hükmündedir. Nitekim fakih sahabîlerden Abdullah b. Ömer (r.a.) gerek kendi sağlık gerek bebeğinin sağlığı hususunda endişesi olan hamile kadınların oruç tutmayabileceklerini ifade etmiştir (Muvatta, Sıyam, 52). Buna göre oruç tuttuğu takdirde salgın hastalıklara maruz kalma ihtimalinin yüksek olduğu doktoru tarafından belirtilen kişi, Ramazan orucunu daha sonra tutmak üzere kazaya bırakabilir.  Zira Yüce Allah (c.c.)  oruç ayetlerinin devamında “Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. ” (Bakara 2/185)  buyurmuş, bir başka ayette de kişilerin güçleri nispetinde sorumlu tutulacağını beyan etmiştir (Bakara 2/286).
Delil, bir şeyin haram olması için aranır. Helal olması için delil aranmaz. ibn-i Abidin
Soru: Kaç çeşit yemin vardır? Cevap: Üç çeşit yemin vardır. Bunlar; yemîn-i lağv, yemîn-i ğamûs ve yemîn-i mün’akidedir:a) Yemîn-i lağv; bir şeyin doğru olduğu zannedilerek veya ağız alışkanlığıyla yapılan yemindir. Kişinin birini görmediği hâlde gördüğünü zannederek “Vallahi gördüm.” veya yemin kastı olmaksızın yemin sözlerini söylemesi, yemîn-i
Reklam
Dünya Sevgisi
“Bir mü'minin çocuğuna tevhid ve imânı öğretmesi nasıl lazımsa, cûd (cömertlik) ve ihsânı öğretmesi de lazımdır. Zirâ dünya sevgisi, bütün hataların başıdır." İmam Maturidi
Sibt İbn'ül-Cevzî şöyle der: "O, İmamlar'ın babasıdır. Künyesi Ebu'l-Hasan, laka-bı Zeynelâbidin'dir. Resulullah (s.a.a) onu Seyyid'ül-Âbidin olarak isimlendirmiştir… Seccad (çok secde eden) ve Zu's-Sefinat (nasırlar sahibi) diye de isimlendirilmiştir. Arınmış ve emin olarak bilinir. Bilindiği gibi es-sefinat; devenin, dizleri gibi üzerine çöktüğü organlarında meydana gelen nasıra ve kabarıklığa verilen isimdir. İmam Zeynelâbidin de uzun süre secde de kaldığı için secde organları nasır tutmuştu."
Bugün 48 Yaşında Adam Elif Cüzünden Bi Haber..
Alusizade tefsir sahibi büyük allame Mevlana Halidi Bağdadi'nin mürididir. İbn-i Abidin mesela yani en son Hanefi fukahasından en güçlü ulemadandır kendisi. Ve hayatı Mevlana Halid'le beraber geçmiştir. Mevlana Halidi Bağdadi kırk sekiz yaşında vefat etti. Amma kendisinden yaşlı olan binlerce insan ona intisap etmiştir. Ne özelliği vardı peki? Hatta ulema diyor ki: Yani Şerhul Akaidin Haşiyesi Hayaliye yazmış olduğu haşiyeyi okuyanlar bu adamın, bu adamın ne denli ilim sahibi olduğunu anlar. Ama o yazmış olduğu kitabı anlayan kim diyorlar. İşin hem zahir tarafı hem peki batın tarafında bir numara.
103 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.