... Sabah İstanbullular, Kızılay'ın çağrısına uyarak para yardımı yapmak üzere gazetelerde sıraya girdi. İleri gazetesinin dar idarehanesine sığmayanların büyük kısmı, dışarıda kalmıştı. .... İçerde, daha afyonu patlamamış olan huysuz idare memuru, bir deftere, söylene söylene, bağış yapanın adını ve bağış miktarını yazıyordu. '' Kahveci Ali, 100 kuruş '' '' Eskici Yusuf, 50 kuruş '' '' Hallaç Asım, 75 kuruş '' '' Bakkal Ahmet, 100 kuruş '' '' Terlikçi Adem, 200 kuruş '' Sırada, küçük, cılız bir oğlan vardı. Bir önceki bağışçının çocuğu sanan memur, öfkeyle, yürüyüp yol vermesi için işaret etti. Ama çocuk yürümedi, büyük bir ciddiyetle, bütün servetini çıplak masanın üzerine bıraktı : '' Hasan, 5 kuruş.''
İstanbulum ben;umut mavisiyim,zehir yeşiliyim! Erguvanım,mimozayım,lavantayım,yüzyıllardır laleyim,lalenin ana rahmi,lalenin bütün renkleriyim! Karmaşanın ve yaratıcılığın baş şehriyim ben, adım İstanbul!
Sayfa 120 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
hep başkası olurdu aynaya baktığımda.burnu,gözleri bana benzerdi ama tamamen yabancıydı,uzak ve ürkütücü...o yabancıyla her karşılaşmamda ensemden sırtıma buz gibi ter tabakası ve başıma korkunç bir ağrı yayılırdı.babamın öldürüldüğü yıl,on üç yaşındayken kaybettim suretimi aynalarda.yoktum,yıllar boyu aynalardan çekilmişti suretim.bunu kimselere anlatamazdım.İstanbul'un bütün aynalarında,tümünde kayıptım ben!
neden insanlık bu en ileri teknoloji çağında en fazla masum sivilleri ve çocukları öldürüyor?
bize yapılan iyilikler bir parçamız oluyor artık,ölene kadar onlarla yaşıyoruz... unutmadıklarımız kötülüklerdir.kötülükleri hatırlarız,çünkü acıtırlar.iyilikler unutulur,çünkü onlar artık bizim bir parçamız olmuşlardır.
Korkarak yaşadığın yer vatan olur mu hiç?
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.