Gönül meselesi ile boğaz meselesi mühim şeylerdir.
Ben onları banyoda seçerdim. Bir erkeğin vücudunu görmeden koynuma hala almam. Hele o zaman beni bir erkek vücudu bir başka dünyaya taşırdı. Her Adem bir ve ben bir tek Havva idim. Bu Havva'lığı hisseder, duyardım.
Doğru idi. O yapar ben durur muyum? O zaman para boldu. Benim kız on yedi yaşında, ben otuz dördünde gül gibiyim. Elimden ne deli kanlılar geçerdi. Ne körpe delikanlılar. .
O zamanlar, banyoları tutardık. Kocam müthiş bir kadın avcısıydı. Kırk yaşında güzel bir erkegin kandıramayacagı kadın mı vardır? Beni ve Dirnitra'yı sarhoş ettigi geceler pataklardı. "Orospular!" derdi. "Ben burada yokken ikinizin yapmadığı kalmıyormuş. Eve adam alıyormuşsu nuz."
Karı, delikanlı, boylu poslu adam düşkünü idi. -Doğrusunu isterseniz beni aldatmamıştır; ama rakı içip namahrem karşısında oynamıştır. Sırası gelince de hepsini evden dışarı etmiştir... der ve devam ederdi-: Neme lazım, hiç kimse den "Senin karınla yattım" lakırdısını duymadım.
Sonra Mütarekede polislik yapmıştı. "Bu orospuyu o zaman aldım," derdi. Nereden aldığını söylemezdi. "Kırk yıl günahkar, bir gün tövbe kar. . . Karı erkeğe gülmezse edemezdi ki . . . Ak şamcıydı da... Kalkar oynardı da...
Ölüm belki de bir memlekettir.
Hayat yine o ağır ve aktığı belli olmayan görünümdeydi. Bozuk bir saat gibi konuşuyordu
Hayatta her vakayı, her hadiseyi, boş günler hazırlar. Bomboş gibi gelen, hiç manasız gibi gözüken.. bir arkadaşa merhaba deyip sınavla biten o boş günlerimiz..
Bırakın beni ey hakikatler! Yürümek istiyorum. Cennetlerin olduğu yer doğru. Ne açıkları, ne açları, ne beni kızına münasip gören zengin tüccarı, hiçbir şeyi düşünmeyeceğim.