Bekar öyküsünden...
Ölüm belki de bir memlekettir. Işıkları söndürülmüş bir Paris kadar güzel, tayyare korkusundan ışıkları söndürülmüş bir Paris'te bir çift Parisli kadar yalnız aşklarını düşünmeye çalışan insanlarla doludur, belki de ölüm şehri. Orada, belki de insan yalnız iskeletiyle güzeldir. Her şey kalbi atmadan, sükûn içinde yapılır. Nehirler vardır ki kocaman ziftli kayıklarla geçilir. Nehrin öteki kıyılarında mor ışıklı asfalt caddelerde çıplak kadınlar dolaşır. Ölüm memleketi belki böyledir.
İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Uyuyanın iyi, güzel, dinlendirici dünyasına, seyreden agâh oluyor gibidir.
Sayfa 28 - Bilgi Yayınevi / Kaşıkadası'ndaKitabı okudu
Reklam
İp Meselesi
Yarım ekmek aldı. Deniz kenarında martılara attı. Etrafına yalınayak çocuklar toplanmıştı. Ekmek parçaları daha denize düşmeden yakalayan, acı acı bağıran, kırmızı gözlü martılara doğradığı ekmeği. Açlıktan ölse insanoğluna vermeyecek. Verirse adam olmaz. İnsanoğlu hak etmeli, hak! Yoksa şehirde yaşmamamlı, köylere gitmeli, merhametlere sığınmalı.
Sayfa 136 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Zamanlar kötüydü. Ne oldum dememeli, ne olacağım demeliydi.
Sayfa 108 - İş Bankası Kültür Yayınları
Bir insanın mühim ve saçma șeyler düșündüğünü nasıl bilebiliriz? Düșűnen adamın kendisi bile böyle bir hüküm veremedikten sonra...
Başka yerlerde bana bir gariplik basıyor. Her insandan korkuyorum. Kimdir bu sokakları dolduran adamlar? Bu koca şehir, ne kadar birbirine yabancı insanlarla dolu.
Lüzumsuz AdamKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.