Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun
Mefhar - i Mevcudât, Hazret-i Fahr-i Alem Muhammed Mustafâ râ Salevât Allâh adın zikredelim evvela Vacib oldu cümle işte her kula Allâh adın her kim ol evvel anâ Her işi âsan eder Allâh anâ
Reklam
Konuşan konuşamayan bütün canlıların dili var . Balığın neden dili yok. Söylendiğine göre meselenin hikmeti şudur. Allah Hz Ademi yaratıp meleklere ona secde etsinler diye emredince iblis hariç bütün melekler ona secde etmişlerdir. Bunun üzerine ulu Allah onu mellek kığından çıkarıp kovmuştur . Cennetten kovulunca yeryüzüne giden iblis denize gider . Ve ilk karşılaştığı canlı balık olur .iblis ona Adem (a.s) ın yaratıldığını haber verir. Arkasından Hz Ademin karada ve denizde yaşıyan bütün canlıları avlıyabilceni bildirir. Balık da bu haberi diğer canlılara haber verir. Bunun üzerine Allah balığın dilini kökünden yok eder.
Babil Kulesi Öyküsü - Genesis
Sınırsız güce sahip bir var­lık için garip karşılanacak bir savunma durumunda bulu­nan Tanrı, insanların gökyüzüne ulaşacak bir kule yapma düşüncelerinden dolayı tasalıdır. (Onun bu tavrı, Adem’in elmayı yemesinden dolayı duyduğu tasaya benzemekte­dir.) Hiç olmazsa mecazî anlamda, insanlığın göğe ulaşmasına engel olmak için Tanrı, örneğin Sodom’un ortadan si­linmesi gibi, kuleyi yıkmaz. Bunun yerine şunu der, “Bak, onların hepsi bir ve hepsinin de tek bir dili var; bu, onla­rın yapacağı şeyin yalnızca başlangıcı; ve yapmaya niyet­lendikleri hiçbir şey şimdi onlar için imkânsız olmayacak. Gel, aşağıya gidelim, onların dillerini karıştıralım ki, birbirlerinin dediklerini anlamasınlar” (Genesis:11:6-7).
İşin doğrusu doğa yasalarının değil de kaosun olduğu bir ortamda insan türünün ne yaşaması ne de herhangi bir dili öğrenmesi mümkün olurdu ve dili öğrenmek mümkün olamayınca imtihan olmaya yeterli bir akıl seviyesine ulaşmak da mümkün olamazdı. Fiillerin sonuçları değişince fiilleri, isimlendirilen nesneler değişince nesne isimlerini belirlemek mümkün olmaz. Teist dinlerin metinlerinde Hz. Âdem’in özelliklerinden özellikle dili konuşabilmesine atıf yapıldığını da hatırlayalım; dil konuşabilme özelliğiyle “sorumlu insan” dünyadaki yerini almıştır (dili konuşabilmek için doğa yasalarının olduğu bir ortamda yaşamak gerekli şartlardan sadece birisidir).
"Hz. Âdem’in ağzı dili kurudu... Bildiği kelimeleri de unuttu... Yaş geldi gözünden...Kaldırdı başını göklere... Kelimelerim tükendi, dedi...Onların yerine şu gözyaşlarımı kabul et..."
Reklam
Bir Doğu masalı Tanrı’nın gülü beyaz yarattığını, ama goncanın hafifçe açtığı sırada Adem’in bakışlarıyla karşılaşınca utanıp pembeleştiğini anlatır. Onlara duyduğumuz derin saygıdan dolayı genç kızlar ve çiçekler karşısında dili tutulanlardanız.
Yaratan, bu hatayı, yazıcı meleklere unutturdu, içinde işlenen bahçeye, meyvesinden yenen ağaca unutturdu. Kabahati işleyen beden Âdem’indi. Tanıktı Âdem’in dili damağı, dişleri. Âdem’in uzuvlarına unutturdu. ... Kalbinin üzerinden o büyük ağırlık kalktı. Çilenin sonuna geldiğini anladı. Uyumamıştı ama kâbustan uyandı. Bundan sonrası? Âdem’in yolculuğu.
Kalem kağıda yazar da Adem'in dili yüreğini mürekkepsiz mi bırakır?
Fahreddin Razi tefsirinde der ki: Marifetullah hazirdaki cennettir. Zira cennet senin aklına ve arzuna uygun olan nail olmandır" Onun içindir ki Ademin aklına ve arzusuna ters düştüğünde cennet, kendisine cennet olmamıştı
Sayfa 86 - İhlas SuresiKitabı okudu
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.