11 Mayıs tarihinde İstanbul’daki Nemrut Mustafa Paşa Savaş Divanı bir karar çıkararak Mustafa Kemal Paşa, Kara Vasıf, Ali Fuat Paşa, Ahmet Rüstem Bey, Dr. Adnan Bey ve Halide Edib Hanım’ı idama mahkûm etti. (Padişah daha sonra Mayıs ayında bu kararı onaylayacaktır.) Ankara’da Büyük Millet Meclisi ise buna karşı 29 Nisan 1920 tarihli “Hıya-net-i Vataniye Kanunu”nu çıkardı.
Ne rütbe devlet-i zâlim metîn olsa devam etmez
Ki her Fir’avn’e bir Musâ-yı âteş-zâd olur peydâ
/Zalim devlet ne kadar güçlü olsa da devam etmez,
Her Firavun’un karşısına devrimci bir Musa çıkar./
Âsaf (Mahmûd Celâleddin Paşa)
Sayfa 24Kitabı okudu
Her kimin kim hemdemi gül yüzlü bir canan olur
Hanesi cennet gibi daim baharistan olur
Ey fitnesi çok kavli yalan yandım elinden
Bir nâz ile bin gönlüm alan yandım elinden
Cânıma bir merhabâ kıldı ezelde çeşm-i yâr
Şöyle mest oldum ki gayrin merhabasın bilmedim
Bana merhaba dedi o güzel
Aklımı aldı başka merhaba bilemedim
Gam çekmeyince kıymeti artar mı aşkın
Kan yudmayınca buldu mu hiç itibar lal
Gam çekmeyince aşkın kıymeti kalmaz
Dert olmayınca sevgilinin dudağının değeri kalmaz
Gamun bir ton giydirdi egnüme kim
Ne etek bellidir onda ne yaka
Gam kıyafetini üstüme giydirdi yar
Ne eteği var ne yakası
Sername-i muhabbeti canane yazmışam
Hasret risalesin varak-ı cane yazmışam
Muhabbet mektubunun başlığına "Sevgiliye" Yazmışım
Hasret risalesini canımın yapraklarına yazmışım
(Gönülünü kitaba benzetiyor, bu kitabın bütün sayfalarında yarin adı yazıyor diyor.)
Gül yüzünde göreli zülf-i semen-sây gönül
Kuru sevdâda yeler bî-ser ü bî-pây gönül
Demedim mi sana dolaşma ana hây gönül
Vây gönül vây bu gönül vây gönül ey vây gönül
Gül yüzünde yasemin kokulu saçlarını gördüğümden beri
Gönül bir kuru sevda uğruna yarin peşinde dolanıyor
Ben sana demedim mi Onun peşinde dolanma eyyy gönül