Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her gerçek, her kulağa göre değildir.
Sayfa 127 - Yem Yayınevi
Binalar sadece insanları dışarıda olmaktan koruyan; sıvasız, boyasız, camları kırık, konforsuz mekanlar haline geldi.
Sayfa 175 - Yem Yayınevi
Reklam
Bu filmleri nasıl bu kadar detaylı izleyebiliyorsun diyenlere;
Mimarlar; alınan eğitim ve iş hayatında yaşanan tecrübelerin verdiği rahatlık ile, genellikle nokta detayına girip oradan yapıya, yapının içinde olduğu çevreye ve hatta şehircilik ölçeğine rahatça geçebilme becerisine sahiptir. Bir filmi seyrettiklerinde; uygunsuz, iyi düşünülmemiş detayların yakalanma olasılığı sıradan veya farklı branşlarda eğitimli kişilere göre doğal olarak daha yüksektir. Beşinci Element-The Fifth Element
Sayfa 209
Son zamanlarda okuduğum en iyi alıntı.
İnsan içeri bakmayı öğrendikçe iç ve dış birbirinin içinde erir, "ben" denilen şey, bilinç ve bilinçaltını yekpare kaplamak üzere genişler. Belki de bu yüzden insan en çok dünyanın uzak topraklarında korkularıyla yüzleşebilir.
Sayfa 158 - Yem Yayınevi
Çocukluğa dair klişeleşmiş o hayaller, o naif yaşam idealleri bile "Pembe panjurlu bir evim olsun" temennisiyle başlar. Mimarlık sanatı çoğu zaman fark edilmese ve önemsenmese de ruhumuzun en mahrem noktalarına dokunur.
Sayfa 185 - Yem Yayınevi
O kadar ahmakken bile nasıl olup da hayal kırıklıkları yaşadığımı bir türlü anlayamıyorum. Daha doğrusu anlayabiliyorum da kabullenmek istemiyorum.
Sayfa 13 - Can yayınları
Reklam
Dış ortamı irdeleyerek iç ortamı analiz eder, tanımlar ve anlamlandırırız. Gözler ruha açılan pencerelerse, evin pencereleri de binaların gözleridir.
Sayfa 129 - Yem Yayınevi
Ayn Rand'ın muhteşem kitabı Hayatın Kaynağı'ndan:
Dürüstlük bir fikre sadık kalmak demektir. Ve bunun önkoşulu da düşünmektir. Düşünmek ise birisinin başkasından ödünç alabileceği ya da rehin bırakabileceği bir şey değildir...
Sayfa 173 - Yem Yayınevi
Beşinci Element- The Fifth Element
Uzaya gidebilecek teknolojilere ulaşsak da “DNA”dan yola çıkıp tüm organları ve canlının bütününü oluşturabilecek ilerlemeleri sağlasak da, çevre anlamında dünyanın bozulduğunu, korunamadığını görmek biraz acı oluyor. Nedense, bilim kurgu yazarların çoğunluğu, gökdelenlerin üst katlarında havanın temiz gibi olduğu, alt katlarda inildikçe sisin koyuluğunun arttığı, göz gözü göremeyecek kirli bir tabakanın oluştuğu fikrinde yani dünyanın kesinlikle koruyamayacağımız konusunda hemfikirler. (Hemen aklıma Bladerunner ve Metropolis geldi)
Sayfa 213 - Cihan Fikri Kalay
307 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.