Amerika, İngiliz petrol tröstü olan Royal Dutch Shell Company'nin ABD'ye sızmasını engellemeye çalışıyor. Bu şirket, kendine bağımlı olan diğer bir şirket aracılığıyla 1922'de ABD petrol üretiminin yüzde 3,5'unu elinde bulundurmaktaydı. Royal Dutch, aynı zamanda, Borneo'nun (Hollanda-Doğu Hindistanı) petrol üretiminin de yüzde 90'ını denetlemektedir. Royal Dutch, Rotşilt (Rothschild) grubu ile birlikte, Asya Petrol şirketini kurmuştur. Bu, Doğuya giden denizyollarında önemli bir rol oynayan bir petrol ticareti girişimidir. Bugün, bir dünya turu yapmak amacı ile Nev York'tan yola çıkan bir gemi, Avrupa, Akdeniz, Doğu ve Batı Hindistan, Japonya, Filipinler, Avustralya, ve Kuzey Amerika'nın Batı kıyısında 110 önemli limana uğrar ve Panama kanalından da geçerek Nev York'a geri dönerse, bu gemi uğradığı limanların her birinde Royal Dutch-Shell grubuna ait bir petrol istasyonu ile karşılaşacaktır.
Sayfa 64 - İ. Amter, 23 Mayıs 1923, Internationale Presse-KorrespondenzKitabı okudu
Bir tarafta Akdeniz'e inme sevdasında olan Rusya, öte yanda Balkanlar'da söz sahibi olmak isteyen diğer büyük devletler... Κιsacası hilal ile haçın kavgasıdır bu Şark meselesi. Garp'ın Şark'a kinidir, kan davasıdır bu mesele. Aradaki fark, kan dökenin hep onlar olmasıdır.
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
NATO’YA HAYIR! PEKİ SONRA? Çoğu üniversiteli olan bir takım gençlerin aylardan beri şuraya buraya kireçle ve büyük harflerle “NATO’ya hayır” diye yazdıkları görülmektedir. Gençlerin bu yazıları, kabataslak olarak düşüncelerini belirtmekte ise de bu fikrin sebepleri ve teferruatı ancak, o gençleri destekleyen solcu yazarların makalelerinden
Arap Saçı
“ARAP SAÇI Dördüncü Ordu Suriye’de iken, Havran Dürzîleri bize hemen hiç isyan etmediler. Niçin, bilir misiniz ? Bütün Havran kabile kabile parçalanmıştı. Şeyhler kendi öz kardeşleriyle dahi dost değildiler. Havran şeyhlerini yalnız bir menfaat birleştirebilir: VERGİ, hele ağnam (küçük baş hayvan) vergisi ! Tahsildar Havran’a gittiği zaman
Sayfa 47
Akdeniz kısmı ki, Bursa ve Aydın vilayetleriyle ayrılır. Burası Anadolu'nun en münbit, en zengin kısmıdır. Burada, Türk yalnız değildir. Türk, kimliğine ne kadar alakadar görünüyorsa, Rum da aynı nisbette bulunuyor. Büyük şehirlerin, kasabaların ticaretinin önemli bir kısmı Rumlarda, Ermeniler'dedir. Bilhassa Rumlar, siyasi teşkilatlarıyla bir "Rum muhiti" meydana getirmişler. Türkler içinde bir Avrupa kolonisi gibidirler. Mesela sahil, tamamiyle Yunanlıların elindedir. Bütün deniz sahili, adaların birer karakol nöbetçisidirler. İzmir'den Sivas'a kadar silsile ile uzanan bu teşkilatla alâka dar bir Rum bana dedi ki: "Bu vilayetlerdeki Türkler gittikçe azalmaya başlıyorlar. Bunların evlerini, arazilerini satın almak, cemiyetimizin en esaslı bir işidir. Her ne olursa olsun, bu vilayetin arazisini Rumlara intikal ettirebilmelidir ki, Makedonya'nın çete çarpışmaları başlasın! Dünyanın en cesur ve en metin milliyetçisi köylülerdir." Fakat bu Rum milliyetçisinin de itiraf ettiği gibi, henüz arazinin mühim bir kısmı Türkler'dedir. Çünkü Türk köylüdür. Bu arazi elinden alınabilecek mi? Ne yazık ki, istimlak meselesi şiddetle devam ediyor.
Sayfa 38 - Selis Kitaplar, 1. Baskı: Ocak 2009
Ermeni Meselesi'nin tarihine aid gerçeği öz olarak ifade etmek isterim: Bin sekizyüzlü yılların başında Napolyon Bonapart kadîm Osmanlı toprağı Mısır'a saldırınca devletin her köşesinden oraya akın akın gönüllü insanlar toplanmıştı. Bunlardan biri de Kavalalı Mehmed Ali (Paşa) idi. Bu câhil fakat çok cesur ve zeki adam Napolyon'a
Reklam
53 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.