"Milletlerin kendi kaderini bizzat tayin hakkı" da denen "self-determinasyon hakkı", 1918 Wilson ilkelerinden kaynaklanmıştır. Bu hak 1945 Birleşmiş Milletler Antlaşmasının 1, 55 ve 76'ncı maddelerinde de geçmektedir. Self-determinasyon hakkı, "bir halkın bağımsız bir devlet kurmak dahil, dilediği devlete bağlı olmayı seçme hakkı" demektir. Bu hak uluslararası hukukta sadece başka bir devletin sömürgesi altında bulunan halklara tanınmaktadır. Yani bu hak, "sömürgelikten kurtulma" durumunda geçerli olan bir haktır. Self-determinasyon hakkı, kendisi sömürge olmayan, bir devletin üzerinde yaşayan insan topluluklarına tanınmamaktadır.
Franz Oppenheimer'a göre devlet, "kaynağını belirli sebeplerin etkisi altında vukua gelen mücadelede, gasp ve yağmada bulur. Dünya tarihinde, devlet için, topluca yapılan mücadele, gasp ve yağmadan başka bir kaynaktan bahsedilemez. Sosyolojik anlamda, devletin dış görünüşü tahakkümdür; iç görünüşü ise tebaaların efendiler zümresi tarafından ekonomik yönden sömürülmesidir".
Reklam
1919 Weimar Alman Anayasası kurucu meclis usulüyle demokratik bir şekilde yapılmıştır. Ne var ki, bu anayasa döneminde Nazi rejimi görülmüştür. 1949 Alman Anayasası anti-demokratik bir şekilde yapılmıştır (Bu anayasa işgal kuvvetleri tarafından yapılmıştır. Yapımında kurucu meclis usulü uygulanmadığı gibi referanduma da sunulmamıştır). Bu anayasa döneminde ise, Almanya'da demokratik bir rejim görülmüştür.
Serçeler topla öldürülmemelidir. Sinekler balyozla ezilmemelidir.
Hâkimiyet, bilâ kaydü şart Milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye Devletinin şekli Hükümeti, Cumhuriyettir.
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.