Yeni bir güne başlamıyor, aynı günün yeni bir versiyonunun içine zıplıyordum yataktan. Alelacele giyinip, pastaneden yiyecek bir şeyler alıp, egzoz dumanından, kornadan, terden, saçtan, nefesten, metalden, etten, bozuk paradan, kuyruktan inşa edilmiş, aynı anda soğuk ve sıcak, aynı anda karanlık ve aydınlık olan o müthiş karmaşanın orta yerine atıyordum kendimi
Sayfa 17 - Oğlak YayınlarıKitabı okudu
hiçbir yolun sonunda hiçbir şey yoktu. her yer dünyaydı. başka hiçbir alt başlık yoktu.
Reklam
üstümden parça parça attığım bütün gerginlik tek bir parça olarak bir seferde yeniden üstüme yapıştı. tanıdık sıkıntılar, üzerimde emanet gibi duran huzurun yerini almıştı tekrar.
çevremi saran her istikamet süratle anlamsızlaştı. sokaklarda yaşayan evsiz ve amaçsız bir adam için olduğu gibi, gidebileceğim her yön eşdeğerdi. hiçbir yolun sonunda hiçbir şey yoktu.
sahip olduğum nesneleri sınıflara ayırıp farklı kutulara yerleştirmek, bir tür hayatımı gözden geçirme ayinine dönüşmüştü. geçmişle hesaplaşma yöntemi olarak kolileme egzersizi... her kategoriyi paketlerken onunla aramdaki mesafeyi yeniden ölçüyordum.
kanepenin ayakucundaki kare desenli, kahverengi battaniyeyi üzerime serdim. “örtmedim”, “serdim”; kendimi bir masa kadar cansız hissediyordum çünkü.
Reklam
216 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.