Bozuk bir elektronik beyin gibi, robotlar gibi mekanik ifadelerle herkes aynı dilin aynı kelime­lerini o kadar değişik manada, o kadar hatalı kul­landı ki ciddi bir memleket meselesinde anlaşmak asla mümkün olmadı. «Cumhuriyet» denildi, «De­mokrasi» denildi, «milli irade» denildi, «hürriyet» denildi, «millet», «milliyetçilik», «parti», «Devlet», «hükumet», «gazete» denildi. Kim bu kelimeleri ko­nuştuysa bunların mefhum ve mana değerlendir­mesini de kendisi yaptı. Lugatı olmadı, hiç olmadı bu milletin. Düşününüz, Namık Kemalin «Hürri­yet» i ile Nazım Hikmet'in «Hürriyet» i ne kadar farklıdır. Atatürk'ün milliyetçiliği ile Behçet Ke­mal'in ulusçuluğu ne kadar farklıdır. «Olur ya, anlayış farkıdır» diyemezsiniz. Aynı dili konuşan aynı mefhumlara inananlar arasında anlayış farkı olmaz. Bir kimse ya hürriyetçi olur, ya olmaz. İn­san ya milliyetçidir yahut değildir. Milliyetçiyiz ama şöyle, hürriyetçiyiz ama böyle. İşte bu olmaz...
SIKIYÖNETİM KOMUTANLIĞI 1 NOLU ASKERİ MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIGl'NA ANKARA Dosya No: 1981/176 TAHLİYE TALEBİNDE BULUNBAN ALPASLAN TÜRKEŞ Halen Ankara Askeri Mevki Hastanesi'nde tutuklu olarak tedavi görmekte. VEKİLİ :Av. ZEKİ HACIİBRAHİMOGLU: Divanyolu Cad. Erçevik Han. Kat:1, No: 111 Sultanahmet SUÇ TARİHİ : 12 Eylül 1980 ve
Reklam
ATSIZ'DA IRK-IRKÇILIK / SOYCULUK:Kimlerin Türk olduğu konusunda Atsız'ın geldiği son noktayı yukarıda belirttik. Başlangıçta Türk kökünden gelmeyenleri Türk saymayan Atsız, daha sonra Türk kökünden gelmiş kadar Türkleşmiş olanları ve başka bir ırkın şuurunu taşımayanları da Türk saymaktadır. Atsız bu konudaki fikrini örneklerle de
83 öğeden 91 ile 83 arasındakiler gösteriliyor.