Geçmişini değiştirmek isteyen bir ülkenin sorunlarına Erich Auerbach ne derdi acaba? Walter Benjamin’e yazdığı mektuplarda bu “aşırı değişim isteği”nden söz etmiş miydi? Demek ki biz fark etmeden sürekli bir kabuk değiştirme içindeydik. Bizans’tan kurtul, Osmanlı’dan kurtul, Arap kültüründen kurtul... Şimdi de yeni moda: “Kemalizm’den kurtul!”
Sayfa 333 - Doğan KitapKitabı okudu
Geçmişini değiştirmek isteyen bir ülkenin sorunlarına Erich Auerbach ne derdi acaba? Walter Benjamin'e yazdığı mektuplarda bu "aşırı değişim isteği"nden söz etmiş miydi? Demek ki biz fark etmeden sürekli bir kabuk değiştirme içindeydik. Bizans'tan kurtul, Osmanlı'dan kurtul, Arap kültüründen kurtul...
Sayfa 333Kitabı okudu
Reklam
"...Erich Auerbach, bir başka meslektaşı olan Leo Spitzer'le birlikte 'Weltliteratur' yani dünya edebiyatı kavramını sistemleştirmeye çalıştı. Aslında bu kavram daha önce Goethe tarafından ortaya atılmıştı. Aynı zamanda bir filozof olan Goethe, ayrı medeniyetlerin yarattığı edebiyattan çok, dünyanın yarattığı edebiyatı anlamaya çalışıyordu. Bu nedenle ileri yaşlarında Farsça öğrendi. İranlı büyük şairleri, Hafız'ı Sadi'yi, bu arada sizin ortak değeriniz Mevlana Rumi'yi okudu. Meşhur West-Östlicher Diwan'ını yazdı."
Sayfa 238 - Doğan Kitap
Erich Auerbach Kötünün Zaferi Denemesi
Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur , en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır . Gücü olmayan adalet acizdir , adaleti olmayan güç ise zalim . Gücü olmayan adalete mutlaka karşı çıkan olur , çünkü kötü insanlar her zaman vardır .Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır . Demek ki adaletle gücü bir araya getirmek gerek , bunu yapabilmek içinde adil olanın güçlü , güçlü olanın ise adil olmasi gerekir . Adalet tartışmaya açıktır . Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır . Bu nedenle gücü adalete veremedik , çünkü güç , adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti . Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık .
Sayfa 416Kitabı okudu
Niye hiçbir sokağın, caddenin, meydanın, köyün adı aynı kalmıyor, sürekli değiştiriliyordu acaba? Tarihten kaçmak için mi? Her şeye sıfırdan başlamak için mi? ‎ Geçmişini değiştirmek isteyen bir ülkenin sorunlarına Erich Auerbach ne derdi acaba? Walter Benjamin'e yazdığı mektuplarda bu "aşırı değişim isteği"nden söz etmiş miydi? Demek ki biz fark etmeden sürekli bir kabuk değiştirme içindeydik. Bizans'tan kurtul, Osmanlı'dan kurtul, Arap kültüründen kurtul... Şimdi de yeni moda: "Kemalizm'den kurtul!" Mavi Alay'ı sakla, Struma'yı sakla, Ermeni olayını sakla. ‎ Bir ara Türkiye'de niye bu kadar çok Ereğli var diye sormuştum kendi kendime. Konya Ereğli'si, Marmara Ereğli'si, Karadeniz Ereğli'si! Sonra araya araya bunların eski "Iraklion"lar olduğunu anladım. Aynen Bolu gibi. Bolu, İnebolu, Tirebolu, Safranbolu kasabaları, aslında poli yani Rumca "şehir" kelimesinden geliyordu. ‎Geçmişini durmadan yeniden tanımlayan başka bir ülke var mıdır acaba...
" Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir, adaleti olmayan güç ise zalim. . . . Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık. " - Erich Auerbach / Kötünün Zaferi
Sayfa 416Kitabı okudu
145 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.