Kimi gün dünya haritasını gözümün önüne getiriyorum, sonra da üzerine seni uzatıp düşünüyorum: bu dünyada benim ayakta kalabileceğim alanlar senin haritada vücudunun örtemedeği yerler.
Bir de sokmakla kalmayıp, aynı zamanda hayatta kalabilmek için kan emen haşaratın savaşı vardır. Bu, asıl paralı askerdir ve bu sensin. Yaşamla baş edemiyorsun; ama kendine bu halinle rahat, tasasız ve kendini suçlamadan bir düzen kurabilmek için, senin yaşama dair bütün becerilerini senden alıp kendi ceplerime soktuğumu kanıtlıyorsun. Yaşamla baş edemediğin şimdi neden umrunda olsun ki senin, sorumluluk benim üstümde, sense rahatça uzanıp, seni bedenen ve ruhen yaşamın içinden taşıyıp götürmem için kendini bana bırakmışsın.