Ehl-i Sünnet müfessirler zincirinin belki de son temsilcisi olarak anabileceğimiz Ömer Nasuhi Bilmen'in de evrim konusundaki sunumu, onun İslâmî buyruklara muvafık olmadığını söyleyen isimler arasında anmamız icap etmektedir. O, Muvazzah İlm-i Kelâm nâm eserinde evrime dair bilgilerden hareketle nassları te'vil etmemizin neden hatalı olduğuna yönelik en başından beri vurgulamaya çalıştığımız hususu veciz bir şekilde şöyle ifade etmiştir: "İnsanoğlunun evrim teorisine uygun olarak bir takım nesil aşamalarını geçtikten sonra, biçim değiştirerek insanlığa intikal ermiş olduğu iddiası, hayal ve tahminlere dayalı, hayatın kaynağını açıklayabilecek ve temellendirebilecek özellikten mahrum bir teoriden başka bir şey değildir. Açık ve net olan dinî metinlerimiz, insanların tek bir tür olarak varlık alanına geldiğini göstermektedir. Bu sebeple kesin delil özelliği taşımayan, bilimsel bir mahiyet arz etmeyen birtakım teorilere yaslanarak dinî metinlerimizi te'vil ederek onların zahirine aykırı inançta bulunmamız caiz olamaz." Her ne kadar o bazı ifadelerinde evrimin aklen caiz olduğunu dile getirmiş olsa da şer'an caiz olmadığını özellikle vurgulamıştır. Bu ayrımı ve vurguyu dikkate almadan onun 'aklen caiz' beyânından hareketle kendisini evrimi kabul eden isimlerden biri olarak sunanlar hilaf-ı hakikat bir iddiada bulunmaktadırlar.
Mesela Kur'ân-ı Kerim, Hz. İså (a.s.)'ın babasız dünyaya gel- diğini bildirmektedir. Fakat Hz. Meryem validemizin aslında çift cinsiyetli olduğunu ve Allah'ın böyle bir şeye kadir olduğunu iddia etmek neticede teist bir güçle Kur'ân buyruğunu te'vile yeltenmekten farklı değildir. Halbuki Allah'ın, Hz. İsâ (a.s.)'ı babasız dünyaya getirmesinin onun kudreti içerisinde pek çok yolu bulunmakla birlikte biz bu yolun, birilerinin yorumu, tahmini vs.den ziyade Kur'an'ın zahiri mânâsı üzere olduğunu kabul ettiğimiz için teist değil Müslümanız... Aynı durum evrim meselesi için de farklı değildir. Evet Ömer Nasuhi Bilmen merhumun da ifade ettiği üzere, Allah'ın insanı evrimle yaratmış olması muhal değil aklen caiz bir şeydir. Lakin bu durum onu kabul etmemiz ve Kur'ân'ın zahiri mânâsını terk etmemiz, onu te'vil etmemiz için kâfi de değildir. Daha evvel belirtildiği üzere bu noktada daha kat'î karinelerin mevcut olması icap etmektedir. Dolayısıyla 'bir Müslüman evrimci olabilir mi?' gibi yazılar yazan isimlerin aslında Müslümanın kaynaklarıyla değil teist bir tasavvurla sarf-ı kelâm ettiklerini, en fazla bu anlayışın evrim kabulüyle karşılaştığı/karşılaşacağı müşküllerini çözdüklerini söyleyebiliriz.
Reklam
Evrim özelinde düşündüğümüzde insanın yaratılışını konu edinen âyet-i kerimelerdeki zahiri mânâlarını bir kenara koyup farklı kabullere gitmememizi gerektiren tek sebep biyoloji çalışmalarından çıkan neticenin evrime hamledilmesi, onun doğrulu şeklinde yorumlanmasıdır. Halbuki daha evvel paylaştığımız üzere bu noktada önemli teknik boşluklar
Hayırlı Cuma’lar..
100.Hadis: Şüphesiz cuma gününde bir saat vardır ki bu saate rastlamak üzere kalkıp namaz kılan ve Allah Teâlâ'dan hayır dileyen bir müslümanın bu dileğini Allah Teâlâ elbette ihsan buyurur.
Hz. Ömer (r.a), kumandanlarına yazıp gönderdiği fermanında demiştir ki: "Okuyacağınız nutuklar faydalı ve özetlenmiş olsun. Sözlerinizin sonu, evvelini unutturmasın." Yani, uzunca ve usandırıcı bir mahiyette bulunmasın. Ne güzel bir tavsiye!...
91.Hadis: Şüphesiz fakirlik, benim ashabım için bir saadettir. Yine şüphe yok ki zenginlik, mümin için ahir zamanda bir saadettir (bir berekettir)
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.