...kaldırıp atmak da, mülk edinmeye çalışmak da, kendilerini eşyaları sahibi zannedenlere mahsustur. Oysa sahipleri değil, sadece hikayeleri vardır eşyaların. Ve zaman zaman bu hikayeler, onlara bulaşan insanlara sahip olur...
hayatta muzaffer olmak, hiç yaşanmamış, hayali bile çiğnenmemiş bir geleceğe adım adım ulaşmak değil; yaşanmadan hurdaya çıkmış bir geçmişi, atıldığı köşeden kurtarıp onararak, eski taravetine kavuşturmak demekti.
... kaldırıp atmak da, mülk edinmeye çalışmak da, kendilerini eşyaların sahibi zannedenlere mahsustur. Oysa sahipleri değil, sadece hikayeleri vardır eşyaların. Ve zaman zaman bu hikayeler, onlara bulaşan insanlara sahip olur...
Agripina Fyodorovna Antipova, büyüyemeden ölen bebekler ile yerleşilemeden terk edilen şehirlerin birbirine benzediğini fark etmişti. Hiçbir bebek, kaybedilen kardeşin yokluğundan ismini arındıramaz ve hiçbir şehir, bir öncekinin sürgüne gönderdiğine kucak açmazdı.
Erkekler, bir metresleri olduğu andan itibaren, daha önce hiç sevmedikleri kadar ve daha önce hiç sevmedikleri gibi sevmeye başlarlar çocuklarını.
Samimi bir sevgidir bu; bir o kadar da marazi.
Hz. Adem nasıl bir asma yaprağıyla örtüverdiyse çıplaklığını, bu erkeklerde çocuk sevgileriyle kapatıverirler olanca kusurlarını.