Şehrin Aynaları, Pinhan ve Mahrem'in ardından Elif Şafak’tan usta işi bir roman daha. Yayınlandığından bu yana okurlardan ve edebiyat çevrelerinden ve haklı övgüler alan Bit Palas’ı henüz okumamış olanlara tereddütsüz tavsiye ederiz. Beğeni farklılıklarını aşacak ölçüde önemli bir yapıt.
1960'larda, mezarlıkların üzerinde yükselen bir semtte, kentten intikam almak üzere özene bezene inşa edilen, ama giderek etrafındaki çöp kokusu nedeniyle yaşanmaz hale gelen Bonbon Palas'ın hikâyesi anlatılıyor bu romanda.
Her katı birbirinden farklı bir hava taşıyan Art Nouveau tarzdaki apartmanda yaşayanlar da çok farklı birbirinden: Zıt kuaför ikizler Cemal ve Celal; aşırı titiz Hijyen Tijen ve kızı Su; iki arada bir derede kalmış Mavi Metres; evhamlı ve sinameki Ateşmizaçoğulları; gizemli Madam Teyze; torunlarını masallarla "zehirleyen" Hacı Hacı; Metin Çetin ve uğruna bilim kadınlığını bırakıp peşinden gelmiş Karısı Nadya; yaşamın kıyısında yürüyen Sidar ve köpeği... Onları birleştiren ise hep dışlarında aradıkları, üstlerine kondurmadıkları çöp kokusu ile apartmanda giderek artan hamam böcekleri.
Elif Şafak'ın o zengin ve benzersiz üslubu sayesinde bir solukta okunan roman, kötülüğü hep kendi dışına atmaya çalışan steril hayatları sorguluyor.