Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
" Jane Austen ve Emily Brontë'nin dehalarının en büyük kanıtı, aşağılanma ve yergi karşısında morallerini bozmadan her türlü baskıya ve zorluğa kulaklarını tıkayarak doğru bildikleri yolda yürümüş olmalarıdır. "
“Onca eleştiri karşısında, tamamen ataerkil bir toplumda, bir şeye onu gördükleri biçimde, ezilip büzülmeden tutunmak kim bilir nasıl bir deha, nasıl bir dürüstlük gerektirmişti. Bunu yalnızca Jane Austen ve Emily Brontë yapabilmişti. Bu onların başarılarından biri, belki de en gurur duyulacak olanıdır. Onlar erkekler gibi değil, kadınlar gibi yazdılar.”
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Onlar erkek gibi değil, kadın gibi yazdılar.
Bütün o eleştirilerin karşısında, o tamamı ataerkil toplumun ortasında, ürkmeden bakarak, kitaplarına sıkı sıkı sarılabilmeleri için kim bilir nasıl bir yetenek, nasıl bir tutarlılık gerekmişti. Bunu sadece Jane Austen ve Emily Brontë başardılar. Inların şapkalarındaki belki de en hafif tüydü bu. Onlar erkek gibi değil, kadın gibi yazdılar.
Ama düşünüyorum da, sağa ya da sola sapmamak ne kadar imkânsız olmalıydı onlar için. O bütünüyle ataerkil olan bir toplumun ortasında ve bütün o eleştiriler karşısında, inandıkları o şeye korkmadan sıkı sıkı sarılmak kim bilir nasıl bir deha ve nasıl bir tutarlılık gerektiriyordu? Bunu bir tek Jane Austen ve Emily Brontë başarabilmişti. Bu, onların göğsüne takılması gereken bir başka, belki de en güzel madalyaydı. Onlar, erkeklerin yazdığı gibi değil, kadınların yazdığı gibi yazmışlar ve o dönemlerde roman yazan binlerce kadının arasında, her daim —şunu yaz, bunu düşün diye— öğretmenlik taslayan o sesin ikazlarına bir tek onlar hiç kulak asmamışlardı.
Bence Emily Brontë'nin manzum oyunlar yazması gerekirdi; yaratıcı dürtüleri tükendiğinde, George Eliot'ın engin zihni tarih ya da biyografi üzerine akıp, oralarda yoğunlaşmalıydı. Buna rağmen, ikisi de roman yazdılar. Üstelik, diye düşündüm, Aşk ve Gurur'u raftan alarak, biraz daha da ileri gidip iyi romanlar yazdıklarını bile
Ayrıca da, diye düşündüm, o dört ünlü isme bakarak, George Eliot ile Emily Brontë'nin ne gibi bir ortak yanı vardı? Charlotte Brontë, Jane Austen'ı anlamakta bütünüyle başarısız olmamış mıydı? Hiçbirinin çocuk sahibi olmaması gibi —konuyla bir ihtimal ilgili olabilecek— bir faktörün dışında birbiriyle bunlardan daha fazla bağdaşamaz olan
Reklam
Yine de, bir tür dehanın işçi sınıfından kişilerde olduğu gibi, kadınlar arasında da var olmuş olması gerekirdi, diye düşünüyorum. Nitekim zaman zaman Emily Brontë ya da Robert Burns gibi pırıl pırıl ışıyan birileri çıkmış ve bir dehanın var olduğunu kanıtlamıştır ama bu asla kayda geçmemiştir. Yine de, ne vakit sindirilip susturulmuş bir cadı, içine şeytan girmiş bir hatun, şifalı otlar satan bir bilge kadın ya da çok hatırı sayılır bir adamın annesi hakkında bir yazı çıksa, heba edilen bir romancının, bastırılan bir şairin, sesini duyuramayan ve ünlü olamayan bir Jane Austen'ın ve Tanrı vergisi yeteneğinin ıstırabına dayanamayıp kafayı üşüten, çorak tarlalarda ve orada burada yüzünü şekilden şekile sokarak ve el kol hareketleri yaparak dolaşan bir Emily Brontë'nin izlerine rastladığımızı düşünürüm. Hatta imzasını atmamakla birlikte, sürüyle şiir yazmış olan Anonim'in de, çoğunlukla bir kadın olduğu gibi bir tahminde bulunmaya bile cüret edebilirim. Sanırım Edward Fitzgerald da, hikâyeli şiirleri ve halk şarkılarını yaratan, bunları çocuklarına mırıldanan ve yün eğirdiği uzun kış gecelerini o sayede avutanların kadınlar olabileceğini söylemişti.
Bütün o eleştiriler karşısında, o tamamı ataerkil toplumun ortasında, ürkmeden bakarak, kitaplarına sıkı sıkı sarılabilmeleri için kimbilir nasıl bir yetenek, nasıl bir tutarlılık gerekmiştir. Bunu sadece Jane Austen ve Emily Brontë başardılar. Onların şapkalarındaki belki de en hafif tüydü bu. Onlar erkek gibi değil, kadın gibi yazdılar. O dönemde roman yazan binlerce kadın arasında sadece onlar ebedi eğitimcinin şunu yaz, bunu düşün diye süregiden uyarılarına kulak asmadılar.
Sayfa 82 - Kırmızı KediKitabı okudu
Jane Austen ve Emily Bronte'yi daha çok okuyasım geldi, hayran oldum
Kadın romancılar sadece kendi cinslerinin sınırlılıklarını cesurca kabullenerek mükemmelliğe ulaşmaya çabalamalıdır.
Jane Austen - Emily Bronte ✓✓(helalll)
Kibar olmalarını isteyen; şiir eleştirisine bile cinsiyet eleştirisi katan; sanırım kadınlara söz konusu beyefendinin uygun gördüğü belirli sınırlar içinde, parlak bir ödülü kazanacak kadar iyi olmalarını nasihat eden sese bir tek onlar kulaklarını tıkadı - "...
155 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.