Biz size uymuştuk...
Mürtedlerin ve onların destekçileri olanların yöneticilerle başa çıkamadıkları ve onlara güç yetiremedikleri gerekçesiyle tekfir edilmekten kurtulmaları da mümkün değildir. Mustaz'aflığın bulunması ve haklarında muteber olması, onların müşrik ve kafirleri muvahhidlere karşı desteklemelerini gerektirmez. Çünkü onları buna ve bu işlerin
Sayfa 56 - İlmi eserlerKitabı okudu
Kendra masaya eğilirken nefes nefese kalmış ve çok canlanmış gibi görünüyordu. “Hadi gelin. Kulübün öbür tarafında bizim için bir masa ayarladım. Brent ve arkadaşları bizimle beraber eğlenmek istiyorlar!” “Süper!” Jamie çoktan ayağa kalkmış, gitmeye hazırdı. Megan da bir eline içki kadehini, diğer eline de Kendra’nm ve kendisinin el çantalarını alıp ayağa kalktı. Gabrielle onlara katılmak için pek acele etmeyince Megan duraksadı. “Geliyor m usun?” “Hayır.” Gabrielle ayağa kalkıp çantasını omzuna astı. “Siz gidip eğlenmenize bakın. Ben yorgunluktan ölüyorum. Sanırım bir taksiye atlayıp eve kaçacağım.” Kendra ona doğru bakıp küçük bir kız gibi suratını astı. “Gab, gidemezsin!” “Seninle gelmemi ister misin?” Megan bunları söylerken bile, kalmaya can attığı bakışlarından belli oluyordu. “Gerek yok. Keyfinize bakın ama dikkatli olun, tamam mı?” “Gerçekten gidiyor musun? Son bir içki daha içsek?” “Hayır. Gerçekten çıkıp biraz hava almam lazım.” “Peki o zaman.” Kendra kızgın numarası yapıyordu. Gabrielle’in yanına gelerek yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Geri çekilirken, Gabrielle onda içkinin ve o kadar bariz olmayan başka bir şeyin de kokusunu yakaladı. TuhaÇ metalik bir şey. “Tam bir oyunbozansın Gab ama seni yine de seviyorum.” Kendra ona göz kırpıp, Jamie ile Megan’m kollarına girdi ve onları kalabalığa doğru sürüklemeye başladı. Ü çü de yavaşça kalabalık tarafından yutulurken Jamie om zunun üzerinden “Beni yarın ara,” diye seslendi.
Sayfa 21
Reklam
"Babamın uzun kış geceleri hazırladığı cenklerde, Binmiş gelirdi Ali bir kırata Ali ve at, gelip kurtarırdı bizi darağacından Asyada, Afrikada, geçmişte gelecekte Biz o atın tozuna kapanır ağlardık Güneş kaçardı, ay düşerdi, yıldızlar büyürdü Çocuklarla oynarken paylaşamazdık Ali rolünü Ali güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar kahraman" Böyle diyordu büyük usta. Eskiden böyle yetişiyordu çocuklar. Şimdi niye sahabe ahlâklı "çocuklar" yetişmiyor diye düşünmeliyiz. "Çocuklarınıza asil insan muamelesi yapın" emrini mi ihlal ediyoruz. Şimdi nerede "üf" bile demeden yetiştirilen Enesler...
Tanrı’nın gücünü, görkemini ta içimde hissettim. O’nun kendi yarattığını mutlaka kurtaracağına ilişkin bir güven geldi içime. O’nun tek bir ruha bile zarar getirmeyeceğine inandım. Bu kez bir şükran duası okumaya başladım. Can veren güç aynı zamanda Kurtarıcı Güç’tü.
Bir adam, Peygamberimizle (s.a.v.) beraber oturuyordu. Derken adamın küçük oğlu geldi, adam onu öptü ve kucağı- na oturttu. Sonra adamın küçük kızı geldi, onu da alarak yanina oturttu. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) adamı uyardı: "Sen kız çocuğu ile oğlan arasında adaleti gözetmedin!"
"Can Yücel'in eşi Güler Yücel'den bir anı: 1965 yılı, Hürriyet teknesi ile Mavi Yolculuğa çıkacaklar arasında Can, Güler Yücel, Sabahattin Eyüboğlu, Melih Cevdet Anday ve babam var. Babam bir ara, "Biz vazgeçelim bu mavi turdan. Bu tekne batarsa Türkiye'nin bütün entelektüelleri yok olacak" diyor."
Sayfa 376Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.