Freud’ dan çok önceleri, bilinçdışı ile temas anlamında psikanaliz; dininden kopmuş, Yaratıcı’ya dargın, metafizik gerilim yaşayan Batı insanı için bir umut kapısı olmuştu.
Maalesef Yeni Çağ manevi arayışlarının çığ gibi arttığı günümüzde, "kendi kendine tapınma" gittikçe sık rastlanan bir olgu hâline geldi. Kendilerini şifa kaynağı addeden "şifacılar", Hintli şişman "avatarların" peşinde koşan garip insancıklar, kişisel özgürlüklerini harcadıklarının farkında bile değiller. Oysa "kul" olmadan özgür olunmaz. Kul olmaksa alemlere rahmet olarak gönderilen son peygamberin çizdiği hat üzerinde, Kur'an ve sünnetle yürümekle mümkündür.
Sayfa 165 - KaknüsKitabı okudu
Reklam
Anadolu’da depresyonu tarif etmek için insanlar “daral” tabirini kullanırlar, kalp bölgelerini işaret ederek “kalbim daralıyor” derler.
Sayfa 251Kitabı okudu
Ego-id-süperego
1923'te yayımlanan Ben ve İd (Das Ich und Das Es) adlı kitabında Freud, önce insan nefsini bilinç, bilinç öncesi ve bilinçdışı diye üç kısma ayırmış, daha sonra bu ayrımı anlatım açısından yetersiz bulduğu için bir sonraki aşamada "ben-id-üst benlik" kavramlarını geliştirmiştir. Ben, kişinin nefsiyle ilişkili süreçlerin anlamlı/bağlantılı organizasyonunu; id, bilinçdışında potansiyel olarak var olan içgüdüleri; üst benlik/süperego da toplum ve ana babadan aktarılan değerleri ifade ediyordu.
Sayfa 25 - KaknüsKitabı okudu
Bildiğim en kutsal ilişki tarzlarından birisi, bir ömür boyu sıdk-ı sadakatle, karşılıklı saygı, fedakarlık ve sabırla sürdürülen eş ilişkileridir. Tenler yaşlansa da, iki Can bir olunca, sonsuz ilkbahara adım atılır. Bu nedenle evlilik kurallarına riayet eden yaşlanmış kişilerde aşk bitmez, hep tazedir.
Sayfa 243 - KaknüsKitabı okudu
Zamanın başlangıcından beri insanın temel dramı, kendisine yetmediğini sandığı bir dünyanın içine yerleştirilmiş olması ve kabına sığmamasıdır.
Sayfa 81 - KaknüsKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.