"Her şey çok değişti, evet. Ve de böyle olmalıydı. Neden değişti biliyor musun? Çünkü insan yaşamında şimdi yeni bir yürek çarpıyor anacığım. Yürekler çıkar anlaşmazlıklarıyla kırıldı; kudurmuş bir hırs hepsini örseledi; kıskançlık bütün yürekleri kemirdi; alçaklar, irinli yaralar sardı her yanlarını... İnsanların hepsi hasta, yaşamaktan korkuyor; sisler içinde şaşkın şaşkın dolaşan bir halleri var... Herkes yalnızca kendi acısını hissediyor. Derken içlerinden birisi çıkıyor, yaşamı aklın ışığıyla aydınlanıyor ve onları uyandırıyor: "Hey! Zavallı şaşkın yaratıklar,' diye sesleniyor. ‘Çıkarlarınız ortaklaşadır, birdir. Hepinizin yaşayıp gelişmeye hakkınız var, bunu anlamanızın zamanı geldi artık.' Yalnızdır bu adam, bu yürekli ses, onun için böyle haykırıyor, dostlara ihtiyacı var; yalnızlık içinde hüzün duyuyor, üşüyor. Çağrısı yetişiyor; yüce yüreklerin hepsi bir oluyor, bir gümüş çan gibi, kocaman, engin duygulu tek bir yürek meydana geliyor. Bu çan ne diyor bize, bilir misiniz? ‘Ey insanlar birleşin. Tek bir aile halinde bir araya gelin! Yaşamın kaynağı sevgidir, kin değil!' İşte kardeşler, bu çanı duyuyorum ben!" dedi."
Atatürk köprüsünde rastladım adama iki elini tırabzana dayamış, Haliç’e öğürüyordu. Yanında durdum. Zıplar gibi iki üç defa daha ayakkabılarının ucuna basarak yükseldi. Sonra durdu. Mendilimi çıkarıp gidip yüzünü sildim. Ağzını sildim. Gözüne düşen saçlarını elimle taradım. Yüzünü bana çevirince iki büyük siyah kara göz dostça baktı. Çok içtim amca, dedi. Ukalalık etmedim. İçmeli delikanlı,dedim, içince çok içmeli dedim Aşk olsun amca, dedi,sende bizdenmişsin. Zamanında, dedim. Çok mu içerdin? Dedi. Altdudağımı üstdudağıma adam akıllı yapıştırıp sağ elimle de havaya hafiften iki üç tokat salladım. Panco sen de yap böyle, ne demek istediğimi anlarsın. Belli, belli amca,dedi.Suratında nur kalmamış. Kızdım. Nurum içimde oğlum, dedim,içim pırıl pırıl. İçim aşkla dolu,dostlukla dolu, hiç olmazsa bu akşamlık. Sen bakma o yüzdeki nura.Yalancıdır aldatır.
Reklam
LOJMAN Lojmanda oturmak ayrı bir yaşam tarzı. Herkesin kocasının aynı işi yaptığı bir aileler topluluğu bu. Çalışmayan kadınlar için standart bir hayat: Sabah aynı saatte, hatta aynı dakikada evinden çıkan üniformalı kocalar, pencereden kocalarının servis araçlarına binişini seyreden kadınlar, öğleye kadar ev işleri, öğleden sonra kadın
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-2/Kitabı okudu
"Üniversiteli delikanli kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul salonundaydı maç Tribünsüz,minik bir salon.. Seyircilerle, oyuncular arasında, sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar..Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa göruyordu takımda.. Hoşlandıgını, fena halde hoşlandıgını hissetti. Az sonra
154 öğeden 201 ile 154 arasındakiler gösteriliyor.