'Halk' deyip geçiyoruz. 'Halk' dediğimiz şey, sanki bir kalıptan çıkıyormuş gibi... Halkları meydana getiren kişilerin ruhlarındaki ayrıntıları tanımak lazım... Bu da ancak halkın çeşitli grupları içinde yaşamakla elde edilebilir.
EV PİLİCİ d. Bâkire, toy genç kız, ev kızı:
“Ben senin yaştayken, haftada üçünü dördünü sırtlar gelirdim. Hepsi de el değm emiş, ev piliçi..." (Kemal Tahir, Esir Şehrin
Mahpusu).
Görüşmeye gittikleri günlerden birinde İhsan, cezaevleri için, "Burası çıplak adamlar ülkesi," demişti. "Buradaki çıplaklık, üst başla ilgili değil, insanların içyüzleriyle ilgili... Dışarda insanı insandan saklayan çeşitli perdeler, peçeler, maskeler, burada birkaç güne varmadan sıyrılıp düşüyor. Bir araya kapatılmış olmak hiçbirimizde, olduğumuz dan başka türlü görünebilmek gücü bırakmıyor. Kendilerini olduklarından başka türlü göstermeye çabalayanlar ancak bir iki hafta dayanabiliyorlar.
...
"Aslında insanlara bu kadar güvenmenin insanlarla hiçbir ilişiği yok. Çabuk güvenenlerin kendilerine yapılan kötülükleri kolayca bağışladıklarından kaynaklanıyor."