"Eylül. 12 Beş gündür onun beni bırakıp gitmesini beklemekle eskiden bana gelmesini beklemenin üzgünlükleri arasında hiçbir ayrılık yok. Uzadıkça dayanılmaz oluyor. Bu akşam yemeğe gelmedi. 'Gitti,' diyordum, buymuş işte. 'Yarın çantamı alır, ben de giderim.' Ferahladım. Elime bir kitap alıp salonda oturdum. Çoğu geceler burada birlikte okurduk. Bir ara kalkar dolaptan buğulu üzümler getirirdim. Belki bu gece dolapta üzüm bile yoktu. Geç vakit geldi. Sapsarıydı. Kitabı bırakıp ona yaklaştım. İki elini uzatıp beni durdurdu. — Yaklaşma, dedi. Ağzım anason kokuyordur. Sarhoşum ben! Gitti odasına kapandı. Rakı içerek kurtulmak istediği neydi? Yoksa baştan beri ikimiz de sevişmece oyunu mu oynuyorduk? Gerçek olan içimdeki bu boşluk mu? Değil! Bir şey var, ama eksile eksile var."
Sayfa 158 - Can Yayınları / YAZKitabı okudu
"Eylül. 1 Plajda uzanmış konuşuyorduk. Ona en sevdiği ressamı sordum. — Van Gogh, dedi. — Neden? — Kulağını kesebilmiş; sol kulağını. Bunu yapan ilk adam o. Sustu. Az sonra değişik bir sesle, — Ama o bile eksik adamdı. Tımarhanedeyken yaptığı kendi portresinde insanlara yüzünün kulaksız yönünü gösteremedi. Tam adam yok! Bu sözlerin o gece anlattıklarıyla bir ilgisi yok mu? İki gündür sık sık dalıyor." .........
Sayfa 156 - Can Yayınları / YAZKitabı okudu
Reklam
Naciye ablanın gözleri dolu doluydu. — Yapamam, dedi. İkiniz birbirinize yetiyorsunuz. Yemeklerden sonra gideceksiniz. Üç yıldır alıştım onlara. Yaz gelsin diye beklerim. Çocuklar var, seviyorum. Gürültüleri kesildi mi üzülürüm. Yapamam. Her gün yemeklerinizi buraya gönderecem. Kadın gidince C. gelip bana sarıldı. Gözlerindeki sevinç beni şaşırtıyordu. — Kabul et, dedi. — Neyi? — Onların bizden akıllı olduğunu. — Neden? — Kaç gündür yemeği buraya getirtmeyi biz düşünememiştik. Kurtulduk onlardan artık. Başkalarından ayrıldı mı neden böyle seviniyor?
Sayfa 145 - Can Yayınları / YAZKitabı okudu
Beş gündür onun beni bırakıp gitmesini beklemekle eskiden bana gelmesini beklemenin üzgünlükleri arasında hiçbir ayrılık yok.
Kalabalık yolda yürürlerken ona birbirlerinden utanıyorlarmış gibi geliyordu. Galatasaray lisesini geçtiler. "Nasıl bakıyorlar ona! Ne düşünüyor acaba? Bu eli miydi? Değil, öteki." Güler kolunu tuttu. — Eski evimizin önünden geçelim mi? diye sordu. — Geçelim. Rahatladı. Demek düşündüğü buydu. Eski evi! On gündür konuşmalarından anladığına göre, kızkardeşini, biraz da annesini kendi kendine yıkabilmişti. Ama daha dimdik duran bir babası vardı; bir de bu eski evi. Bugün eve saldıracaktı. Acelesi yoktu; sonra babasını da yıkardı. Kimsesiz kalsın istiyordu. "Benim ona tutunabilmem için onun benden başka bir dayanağı olmamalı." Gene de bu kızın ilerde kendi yüzünden azap çekeceğini sanıyordu. Başını çevirip baktı. Azap çekmesini istemiyordu. Sonra kafasında hep o iki cümlelik söz dolaşmaya başladı. Gelip geçenlere düşmanca bakıyordu. Sanki azap çekeni ilaçla kurtaran onlardılar. — Boş yere azap çekmeyin, bir Derman için, dedi.
Sayfa 93 - Can Yayınları / İLKYAZKitabı okudu
Üçüncü gün otomobil gidince dilenciye baktı. Sigara içiyordu; ama acayip bir içişti bu. Avcunda saklı sigarayı ağzına götürüp çekiyor, bakınıyor, dumanı yere yere üflüyordu. "Vay kerata, saklıyor! Yoksa sigara içen dilenciye vermezler mi?.." Öğleyin odayı havalandırmıştı ama gene de sigara dumanıyla doluydu. Ağzının içi acıydı. Hiç yeri değilken kalorifer yakıcının aylığını arttırmayı düşündü. Tedirgindi. Dilenciye kızıyordu. Adam sigarasını atmış olacaktı. Geçenler avcuna para bırakıyordu. Birden anladı. Dilencinin niye beş gün gelip iki gün gelmediğini, niye hep bu vakit burada olduğunu artık biliyordu. Güldü. Yaman adamdı bu dilenci. İnsanların işten dönerken ucuza huzur satın aldıklarını biliyordu. Cumartesileri, pazarları Bugün neydi? Gün adlarıyla ilgisi yoktu. Onu üç gündür gördüğü ne göre çarşamba olması gerekirdi. "Bir de sabahları gidip bir kız okulunun önünde dileniyorsa alnından öpecem onu. Yufka yüreklidirler. Ucuza numara alırlar." Kişioğlu böyleydi. Kimi dilenmek, kimi sadaka vermek zorundaydı. Demin otomobille giden kadın sıcak bir sevgiye değil, etini satmaya gitmişti. Artık her şeyi kötüye yoruyordu.
Sayfa 54 - Can Yayınları / KIŞKitabı okudu
Reklam
918 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.